Ebül Hasen-el Kusi hazretlerinin “rahmetullahi aleyh” dergahına bir genç gelip, talebeliÄŸe kabul edilmesini istedi bir gün.
Büyük Veli kabul edip;
- Senin iÅŸin, her gün falan ottan bir baÄŸ getirip, ÅŸu kenara yığmaktır, buyurdu.
Delikanlı;
- BaÅŸ üstüne efendim dedi.
Ve başladı hizmete.
Eline bir orak alıp, her gün emredilen otlardan bir baÄŸ yapıp, dergahın bir köÅŸesine yığıyordu onları.
Ama bir müddet sonra, ÅŸeytan vesvese verdi buna.
Bu iÅŸi basit görerek, sessizce bıraktı dergahı.
Ve geri döndü köyüne.
O gece bir rüya gördü.
Cehenneme düÅŸecekti ki…
Åžöyle ki;
Kıyamet kopmuÅŸ, hesaplar görülmüÅŸ, bunun da günahı ağır gelmiÅŸ, melekler Cehenneme götürüyordu kendisini.
Cehennemin kenarına geldiler.
Tam ateÅŸe düÅŸecekti ki, Cehennemle aralarına, kırk elli baÄŸ ot yığını girdi birden.
Dikkatle bakınca, dergaha taşıdığı ot yığınları olduğunu fark etti.
Bunlar, ateşle kendi arasında set olup, yanmaktan korumuştu kendisini.
O sevinçle uyandı.
Anlamıştı hatasını.
Hemen yola çıkıp dergaha geldi tekrar.
Hocasının huzuruna çıkıp özür diledi.
Ve bir daha ayrılmadı bu ocaktan.
İşin temeli kalbdir
Bu zat, bir gün;
- KardeÅŸlerim, Cenâb-ı Hak bizleri, herÅŸeyden yüz çevirip, kendisine dönmemizi nasib eylesin, buyurdu.
Ve ekledi:
- Biliniz ki, iÅŸin temeli kalbdir, gönüldür. Bu gönül, Allah'tan baÅŸkasına tutulmuÅŸ ise, yıkılmış demektir. Bir iÅŸe yaramaz.
|