Ebüssü’ud Bazini hazretleri “rahmetullahi aleyh”, o devrin büyük âlimiydi.
Eski elbise giyip, sade hayat yaşardı.
Çok mütevazıydı.
Dünyaya düÅŸkün biri, bir sohbetini dinleseydi, dünya sevgisi anında çıkardı gönlünden.
Fakir ve gariplerle oturur, dünya düÅŸkünlerine hiç itibar etmezdi. O devirde bu zatı tanıyan bir zengin, para vermek istedi bu Allah dostuna.
Ancak O kabul etmedi.
- Biz, dünyaya düÅŸkün deÄŸiliz, buyurdu.
O zat yalvarıp ısrar edince;
- Ey kiÅŸi, dön de ÅŸu sahraya bak! buyurdu.
Adam bakınca ne görsün.
Altın ve gümüÅŸ sel olmuÅŸ akıyor o sahrada.
Derhal ayaklarına kapandı.
Ve talebesi olmakla ÅŸereflendi o gün.
Sohbet nedir?
Bir gün de;
- Sohbet nedir efendim? diye sordular bu zata.
- Sohbet, hiç konuÅŸulmasa da, bir Allah adamıyla bir müddet beraber bulunmaktır, buyurdu.
Ve ekledi:
- Mesela bir İslam âliminin huzur ve sohbetinde bir saat bulunmak, yediyüz sene nafile ibadet yapmaktan hayırlıdır.
Ve ekledi:
- Hadis-i ÅŸerifte mealen; “Kırk gün içinde bir ilim meclisinde bulunmayan kiÅŸinin kalbi kararır ve o kimse günah iÅŸlemeye baÅŸlar” buyuruldu.
- Hikmeti ne efendim? dediler.
Buyurdu ki:
- İlim, kalbe hayat verir çünkü. Kalbin gıdası ilimdir, sohbettir, ibadettir, İslamiyet’i öÄŸrenmektir. Gıdası verilmezse, o kalb kararır, paslanır. Kalb kararınca da, günah iÅŸlemek kolay olur.
|