Muhammed BedahÅŸi hazretleri “rahmetullahi aleyh”, Allah dostu bir Veli’dir.
Yavuz Sultan Selim Han, bu zatı iki defa ziyaret etti.
İlkinde hiç konuÅŸulmadı.
Huzurunda edeble oturup, sonra yine edeble ayrıldı yanından.
Zira onun, büyük bir Veli olduÄŸunu, bunun için de huzurunda konuÅŸmanın, edebe aykırı olduÄŸunu biliyordu.
Ancak ikinci ziyaretinde, BedahÅŸi hazretleri “rahmetullahi aleyh”;
- Sultanım, ikimiz de Rabbimizin seçilmiÅŸ kullarından sayılırız. Ancak boynumuza bir kulluk bağı var ki, bununla Allah'ın huzurunda, sorumluyuz, buyurdu.
Yükünüze yük kattınız
Sultan tasdik etti:
- Evet efendim.
- Yerin ve göklerin kabul etmediÄŸi bu büyük emaneti biz insan olarak yüklenmiÅŸ olduk ki, bu ağır yükü hakkıyla taşımak çok zordur. Üstüne üstlük siz saltanat iÅŸini de üzerinize alarak bu ağır yükünüze bir yük daha kattınız.
- DoÄŸru efendim.
- Hatta bunun üzerine hilafet yükünü de aldınız ki, bu kadar ağır sıkleti, ne yer, ne gök ve ne de daÄŸlar çekebilir. Ama Hak teâlâ, size yardım eder. Zira siz, manevi bir kuvvete sahipsiniz. Hazret-i Peygamberin “aleyhisselam” hadisleri, size rehber olup yolunuzu aydınlatır.
Edeble dinledi
Yavuz Sultan Selim, bunları edeble dinledi.
Ve izin isteyip, ayrıldı huzurundan.
Onun bu edebine, vezirler hayret edip;
- Sultanım, siz yalnız dinlediniz, dediler. Hikmeti ne idi ki, bir ÅŸey söylemediniz?
Cevaben;
- Biz dünya sultanıyız. Ama bu din büyüklerinin himmetlerine muhtacız, dedi. Bu büyükler konuÅŸurken, söze karışılır mı? KüçüÄŸün konuÅŸması, edebe yakışır mı?
Ve ekledi:
- Büyüklerin yanında, edebli olmak gerekirdi. Biz de onu yaptık.
|