Fudayl bin İyad hazretleri “rahmetullahi aleyh”, soygunculuktan tövbe etmiÅŸ, kimden ne almışsa fazlasıyla ödeyip helallaÅŸmıştı.
Ancak bir yahudi hariç.
O bu iÅŸi yokuÅŸa sürüyordu.
Mesela bir defasında;
- Åžu kayalık tepeyi kazarak dümdüz edersen, hakkımı helal ederim, dedi.
Hazret-i Fudayl razı oldu.
Kazma kürek bulup baÅŸladı kazmaya.
İhlasla iÅŸe baÅŸladığı için Hak teâlâ yardım etti kendisine.
Seher vakti esrarengiz bir rüzgar esti.
Sabaha karşı dümdüz oldu koca tepe.
Taşlar Altın oldu
Yahudi bu defa;
- Ey Fudayl, dedi. Hani vaktiyle benden bir avuç altın almıştın ya.
- Evet, ama ödedim.
- Tamam ödedin. Ama ben o zaman yemin etmiÅŸtim. Fudayl, bu altınları kendi eliyle bana vermedikçe, hakkımı helal etmeyeceÄŸim demiÅŸtim. O altınlar, ÅŸu yastığın altında. Onları oradan alıp bana verirsen, hakkımı helal ederim.
Hazret-i Fudayl, uzattı elini yastık altına.
Ve aldı yastığın altındakileri.
Yahudi, çil çil altınlar gördü Onun avcunda.
Gözlerinden sevinç gözyaÅŸları akmaya baÅŸladı.
Kalbine, iman nurları doluştu.
Hakkımı helal ettim
Kalkıp sevgiyle sarıldı Ona.
- Ey Fudayl! Ne hakkım varsa, hepsini helal ettim, dedi.
Ve kelime-i ÅŸehadeti söyleyip Müslüman oldu.
Ve ÅŸöyle anlattı:
- Tevrat’ta okumuÅŸtum. (Bir kimsenin tövbesinin halis olmasının alameti, eline aldığı taÅŸlar altına çevrilir) diye yazıyordu.
Ben seni imtihan etmiÅŸtim.
Çakıl taşı koymuÅŸtum yastığın altına.
Taşlar, senin elinde altın oldu.
Benim kalbim de küfür pisliklerinden arındı, pak oldu.
|