Muhammed Bakır hazretleri “rahmetullahi aleyh”, Resulullahın “aleyhisselam” torununun torunudur.
Bütün ilimlere vakıf olduÄŸu için Bakır, yani çok üstün denilmiÅŸtir kendisine.
Hazret-i Ömer ile hazret-i Ebu Bekri “radıyallahü anhüma” çok sever, sık sık methederdi bu büyük zatları.
Bir gün bir hadis-i ÅŸerif okuyup;
- Bunu bize nakleden Ebu Bek-i Sıddîk radıyallahü anhdır, buyurdu.
Dinleyenlerden biri itiraz edip;
- Hayır, onun ravisi başkası olsa gerek, dedi.
SöylediÄŸimiz gibidir
Bunun üzerine Hazret-i İmam;
- SöylediÄŸimiz gibidir, buyurdu.
O yine itiraz edince, oturduÄŸu yerde toparlanıp, ellerini edeble dizi üstüne koydu ve;
- Ya Ebâ Bekr efendimiz! Bu hadisin ravisi, siz deÄŸil misiniz? diye sordu.
O anda bir ses iÅŸitildi.
- Öyledir ya Muhammed! O hadisin ravisi benim, diyordu.
Orada olanların, hepsi duydu bu sesi.
İtiraz edenin de kalmadı ÅŸüphesi.
Åžöyle ÅŸöyle olacak
Bir gün de bir grup insanla otururken, bir ara başını öne eÄŸdi.
Bir müddet tefekkür edip;
- Bir sene sonra, bir zâlim Medine’ye dörtbin askerle gelip, insanlara zulmedecek ve üç gün içinde çok insan öldürecek, buyurdu.
Ve ekledi:
- Ömrü olan görür.
Aradan bir sene geçti.
Medine’ye Nafi bin Ezrak adında bir zâlim, dört bin askerle gelip çok kimseyi zulümle öldürdü.
O, kendisine inananlarla birlikte Medine’den çıkmış ve kurtulmuÅŸtu o zâlimin ÅŸerrinden.
|