O devrin bazı Velileri Abdullah el Acemi hazretlerini “rahmetullahi aleyh” iÅŸitip, ziyaretlerine geldiler bir gün.
Gördüler ki, bahçenin otlarını temizliyor.
- Ne kadar zor işin varmış, dediler.
Onlardan biri, bir iÅŸaret etti otlara.
Otlar bir anda biçilip bir yerde toplandılar.
Hazret-i Abdullah memnun olmamıştı.
Sordu bunu yapana:
- Niçin böyle yaptın?
- Yorulmanı istemedim de onun için.
- Fakat biz yorulup, alın terimizle kazanmayı istiyoruz, dedi.
Ve bir işaret etti o toplanmış otlara.
Bu defa dağılıp yerlerine gitti her biri.
Onlar bunu görünce, af dilediler.
Ona talebe olup, hizmetine girdiler.
ÖÄŸrenmenin önemi
Bu zat, bir sohbetinde;
- KardeÅŸlerim, iman ve ibadet bilgilerini lüzumu kadar öÄŸrenmek ve çoluk çocuÄŸuna öÄŸretmek, her Müslümana farzdır, buyurdu.
Ve ekledi:
- ÖÄŸrenmeyen ve çocuÄŸuna öÄŸretmeyenler Cehennemde yanarlar.
Sordular:
- ÖÄŸrenmeyenin imanını gider mi efendim?
- ÖÄŸrenmeye lüzum görmez, önem vermez, hafife alırsa, o zaman imanını kaybeder, buyurdu.
Namaz çok mühim
Åžöyle devam etti:
- Yedi yaşındaki çocuÄŸa, namaz kılmasını öÄŸretmek lazımdır. Peygamber efendimiz “aleyhisselam”, namaza çok önem verirdi. En sıkıntılı zamanlarında, hatta muharebelerde bile, beÅŸ vakit namazını, eshabıyla birlikte cemaatle kılar, yine kazaya bırakmazdı.
Ve ilave etti:
- Ölüm hastalığında bile, güçlükle mescide gelmiÅŸ ve Hazret-i Ebu Bekrin “radıyallahü anh” arkasında namazını kılmıştır.
|