Ebül Hasen-el Kusi, büyük evliyadandır.
Kalblere tesir eden nasihatları vardır.
Mısır’ın Kus ÅŸehrinde, dünyaya gelen bu zat,
Yine Mısır’a baÄŸlı Kina’da etti vefat.
Hocası, Abdürrahim Kinai’dir ki önce,
Onun kabri yanına, defnedildi ölünce.
Onun talebesi ve damadı idi zaten.
Zahir ve batın ilmi, ondan aldı tamamen.
Her hal ve tavrı ile, örnek olan bu kimse,
Sohbetiyle, feyizler saçıyordu herkese.
Hocasının dersinden, alıyordu büyük zevk.
Her anını, onunla istiyordu geçirmek.
Boyacılık yapardı, kendi babası ise.
Sanatı, boyamaktı kumaş, yahut elbise.
OÄŸluna diyordu ki: (Sohbete gidiyorsun.
Åžu benim iÅŸlerime, hiç yardım etmiyorsun.)
O böyle söyleyince, gitti bir gün dükkana.
Attı bir elbiseyi, rast gele bir kazana.
Babası hiddetlenip, dedi ki: (Sen ne yaptın!
BaÅŸka boya içine, yanlış kazana attın.
Şimdi, başka bir renge boyandı o elbise.
Ne cevap vereceğim yarın ben o kimseye?)
Ebül Hasen, çıkardı elbiseyi kazandan.
Babası onu görüp, hiddeti gitti o an.
Zira bakıp gördü ki, hiç de yanlış olmamış.
Tam onun istediği, aynı renge boyanmış.
Gerçi yanlış kazana atmıştı oÄŸlu onu.
Lakin gördü, dosdoÄŸru boyanmış olduÄŸunu.
Dönüp ona dedi ki: (Ey oÄŸlum, sen bilirsin.
İstediğin sohbete, artık gidebilirsin.)
O, büyük âlimlerin, devam edip dersine,
İslam ilimlerinin, vakıf oldu hepsine.
O zamanın en büyük âlimi oldu o da.
O yerin insanına, feyiz saçtı orada.
Bir hanegahı vardı her zaman ders verdiği,
Kontrole çıkardı her gece talebeyi.
Ramazan-ı şerifin, yine son gecesinde,
GelmiÅŸ, dolaşıyordu hanegahın içinde.
Talebeden birini gördü ki, aÄŸlıyordu.
Niçin aÄŸladığını, yaklaşıp ona sordu.
O dedi: (Ey efendim, rüya gördüm az önce.
Bana söylediler ki, Kadir’dir iÅŸbu gece.
Herkes secdede idi, istedim ben de yapmak.
Çok gayret ettimse de, olamadım muvaffak.
Sanki benim karnımda, bir demir vardı yani.
Benim secde etmeme, oluyordu o mani.)
O, bunları dinleyip, buyurdu ki: (Ey oğlum!
Senin, demir dediğin maniayı ben buldum.
Çünkü ÅŸeytani idi gördüÄŸün rüya senin.
İçine girecekti bu yolla ÅŸeytan temin.
O, vesvese vermiÅŸti bu gece Kadir diye.
İçine girecekti gitse idin secdeye.)
Görünce talebenin tereddüt ettiÄŸini,
Tuttu iki eliyle o şeytan-ı laini.
Çok feryat ediyordu (Bırak beni!) diyerek.
Talebenin ÅŸüphesi gitti bunu görerek.
|