Emir Hüsrev Dehlevi, faziletli, büyük zat.
Özellikle gençlere ederdi çok nasihat.
Bir gün, genç bir kimseye, buyurdu ki: (Evladım,
Geçirme namazını, budur ilk nasihatım.
Namaz, ruhun gıdası, kalblerin şifasıdır.
Hatta bu, Rabbimizin bir emri, yani farzdır.
Buna raÄŸmen bir mümin, namazı kılmıyorsa,
Bunun için, Rabbinden, korkup utanmıyorsa,
Ondan daha hayırsız bir kimse olmaz elbet.
O kimse, ahirette piÅŸman olur begayet.)
Derdi ki: (Kim beş vakit namazı kılar ise,
En büyük sermayenin sahibidir o kimse.
Zira namaz kılmamak, çok büyük bir günahtır.
Onlar, henüz kabirde azaba yakalanır.
İşte ey kardeÅŸlerim, piÅŸman olmamak için,
Beş vakit farz namazı, muhakkak eda edin.
Müslüman, namazını kılmalıdır muhakkak.
Yoksa, mahÅŸer gününde azap görür o mutlak.
Bir müminin izzeti, günahtan kaçınmaktır.
Şerefi, geceleri kalkıp namaz kılmaktır.)
Yine bir sohbetinde buyurdu ki: (Ey insan!
Dikkat et, ahiretin olmasın sakın ziyan.
Dinin emirlerini yapmaya eyle gayret.
Zira dünya geçici, ebedidir ahiret.
Dünyayı, ahirete niçin tercih edersin?
Niçin nefsin peÅŸinden, akılsızca gidersin?
Dünya iÅŸleri için, geç kılarsın namazı.
Hatta Allah korusun, kazaya kalır bazı.
Lakin namaz, kazaya kalırsa dünya için,
Nefse esir olduÄŸu bellidir o kiÅŸinin.)
Derdi: (Nasıl yağmurla, can gelirse yerlere,
Namaz kılmak ile de, nur dolar gönüllere.
Åžu iki ÅŸey vardır ki, çok büyük bir nimettir.
Bu fırsat elde iken, kaçırmamak gerektir.
Biri, veli kulların sohbetinde bulunmak.
Öbürü, geceleri kalkarak namaz kılmak.)
Bir gün de buyurdu ki: (OÄŸlum, sen ne garipsin.
Kulları memnun edip, Rabbi gücendirirsin.
Daha mı mühimdir ki sence kulun rızası,
Kazaya bırakırsın, onlar için namazı.
Her sıkıntıyı aşmak arzu edersen şayet,
Beş vakit namazına, titizlikle devam et.)
|