Bir gün hazret-i Osman, donatıp bir ziyafet,
Allah’ın Resulünü, evine etti davet.
Dedi: (Ya Resulallah, acaba bizim eve,
TeÅŸrif eder misiniz, bugün yemek yemeye?)
Teklifi kabul edip, buyurdu ki o zaman:
(YemeÄŸe, tek beni mi çağırırsın ya Osman?)
Dedi ki: (Siz her kimi, istiyorsanız eğer,
Onlar da davetlidir, icabet eylesinler.)
O gün hazret-i Osman, sevinçliydi be gayet,
Zira Resulullaha, veriyordu ziyafet.
Gaye, sevindirmekti o Serveri esasen.
Eshabın, bundan başka gayesi yoktu zaten.
Yola çıkıp giderken, hazret-i Osman, o gün,
Tek tek adımlarını sayıyordu Resulün.
Resul bunu fark edip, sual etti o zaman:
(Niçin adımlarımı sayıyorsun ya Osman?)
Dedi: (Ya Resulallah, her bir adımınıza.
Köle azad etmeyi, düÅŸündüm ÅŸanınıza.)
Hakikaten ne kadar kölesi varsa, o gün,
Hepsini azad etti ÅŸerefine Resulün.
Bir hadis-i ÅŸerifte, yine Resul-i ekrem,
Hazret-i Osman için, buyurmuÅŸ idi ki hem:
(Övünür her Peygamber, o gün bir eshabiyle.
Ben dahi övünürüm, Osman bin Affan ile.)
Yine onun hakkında, buyurdu ki: (Melekler,
Nasıl ki benim ile övünürlerse eÄŸer,
Övünürüm ben dahi, Osman bin Affan ile.
O, cennette yanımdan ayrılmaz bir an bile.)
Abdullah bin Mes'ud da, ÅŸöyle rivayet eder:
(Bir gazada, Resulle bulunurduk beraber.
İslam askerlerinin, bitti yiyecekleri.
Bir üzüntü kapladı, bu yüzden gazileri.
O Server buyurdu ki: (Rahat olsun kalbiniz.
Size rızık gönderir, gün batmadan Rabbimiz.)
Duyunca ibni Affan Resulden bunu o gün,
DüÅŸündü ki: Her sözü, doÄŸru çıkar Resulün.
Madem böyle buyurdu, elbet gelir yerine.
Ben vesile olayım, bu rızkın teminine.
Bu hayırlı iÅŸ için, yollara oldu revan.
Ondört yük yiyecekle, döndü akÅŸam olmadan.
Erzak yüklü deveyi, sürdü gaza yerine.
Yeniden kuvvet geldi, İslam gazilerine.
Resulullah sordu ki: (Ya Osman, bunlar nedir?)
Dedi: (Resulullaha, Osman’dan hediyedir.)
Onun bu halisane gayreti ile yine,
Resulün o sözü de, gelmiÅŸ oldu yerine.
O gün çok dua etti, onun için o Server,
Buyurdu: (Ya ilahi, Osman’a çok ecir ver.) |