Peygamber efendimiz, el kaldırıp bir gece,
Allahü teâlâya, dua etti ÅŸöylece:
(Ya Rabbi, bir kiÅŸiyle kuvvetlendir bu dini.
Vesile kıl bu işe, şu zatlardan birini.
Ömer ibnil Hattab’la, yahut Amr bin HiÅŸam’la,
Bu İslam aziz olup, yayılsın ihtişamla.)
Ertesi gün Ebu Cehl, yani Amr ibni HiÅŸam,
KureyÅŸ kâfirlerini, toplayarak bir akÅŸam,
Resulün aleyhinde, bir konuÅŸma yaptı ve,
TeÅŸvik etti onları, Resulü öldürmeye.
Dedi ki: (Abdullah’ın yetimi, aramızdan,
Çıkarak, dinimizi kötüler hiç durmadan.
Hatta aÅŸağılar da bütün putlarımızı,
Onun bu davranışı, sıkmaz mı canınızı?
İşte ben, bugün size derim ki açık açık,
Onu öldürmedikçe, huzur yok bize artık.
Bu iÅŸi becerene, yüz deve, ikiyüz at,
Ve sayısız altınlar vereceÄŸim mükafat.)
Önce Ömer bin Hattab, ayaÄŸa fırlayarak,
Dedi ki: (HattaboÄŸlu becerir bunu ancak!)
Onun bu cevabını, iyi karşıladılar.
(Haydi, görelim seni!) deyip alkışladılar.
Kabarmıştı o anda, cahiliyet damarı.
Bu iÅŸi yapmak için, çıktı hemen dışarı.
Allah’ın Habibini öldürmek maksadıyla,
Kılıcını alarak, pür hiddet çıktı yola.
Nuaym bin Abdullah da, geliyordu ilerden.
Onu böyle görünce, merakla sordu hemen.
Dedi: (Ey HattaboÄŸlu, bu ÅŸiddet, bu hiddetle,
Nereye gidiyorsun, ne maksat, ne niyetle?)
Dedi ki: (Aramıza tefrikayı getiren,
Putları kötüleyip, bizlere ahmak diyen,
Muhammed’in katline giderim bir an önce.
Bu ayrılık iÅŸine, son vereyim böylece.)
Nuaym dedi: (Ya Ömer, güç bir iÅŸe gidersin.
Sen onu öldürmeye, nasıl cüret edersin?
Zira çok seviyorlar onu, iman edenler.
Bir pervane misali, etrafında dönerler.
Hem sonra, gelsen bile bu iÅŸin üstesinden
Nasıl kurtulacaksın, Haşimiler elinden?)
Kızdı hazret-i Ömer onun bu sözlerine.
Kılıcını sıyırıp, yürüdü üzerine.
Dedi: (Yoksa sen de mi onlardansın ya Nuaym?
EÄŸer bu doÄŸru ise, senin de iÅŸin tamam.)
Nuaym bunu görünce, fevkalade korkarak,
Dedi: (Hayır ya Ömer, sen ÅŸimdi beni bırak!
Müslüman olmuÅŸlardır, hemÅŸirenle eniÅŸten.
Git, onların halini öÄŸren önce istersen.) |