Mekke’nin fethi günü, o Server, eshabını,
Dört gruba ayırıp, verdi talimatını.
SaÄŸ cenaha, Halid bin Velid oldu kumandan.
Hazret-i Zübeyr'i de, sol kola yaptı baÅŸkan.
Piyadelerin başı, Ebu Ubeyde oldu.
Sa'd da, baÅŸka kola kumanda ediyordu.
Mekke'ye, dört cihetten gireceklerdi o gün.
Arzu ve talimatı böyle idi Resulün.
Önce Halid bin Velid, güneyden girecekti.
Karşı koyan olursa, derhal cenk edecekti.
Hazret-i Zübeyr ise, kuzeyden girip yine,
Dikecekti bayrağı, tam Hacun mevkiine.
Sa'd da, batı yönünden ilerleyecek idi.
Ebu Ubeyde ise, doÄŸudan girecekti.
Ramazanın onüçü, Cuma idi günlerden.
Önce Halid bin Velid ilerledi güneyden.
Lakin vardıklarında tam Handeme dağına,
Bir anda tutuldular, müthiÅŸ ok yaÄŸmuruna.
Hatta ÅŸehid oldular hemen iki mücahid.
Derhal (Hücum!) emrini verdi Halid bin Velid.
Böylece yetmiÅŸ kiÅŸi öldü saldırganlardan.
Kaçarak kurtuldular diÄŸerleri oradan.
Lakin diÄŸer yönlerden girenler, sırf bu hariç,
Herhangi direniÅŸle karşılaÅŸmadılar hiç.
Tekbir sedalarıyla yer ve gök inliyordu.
Mücahidler dört koldan Mekke’ye giriyordu.
Resulullah oturmuÅŸ Kusva nam devesine,
OturtmuÅŸ Üsame bin Zeyd'i de terkisine,
Büyük bir tevazuyla Mekke’ye giriyordu.
Ve Fetih Suresini tilavet ediyordu.
Büyük sürur içinde, yanında sahabiler,
Önce Kâbe’ye doÄŸru birlikte yürüdüler.
Sevinç gözyaÅŸlarıyla aÄŸlarken mücahidler,
Korku ve telaÅŸ ile bekleÅŸirdi müÅŸrikler.
Huneyn harbinde dahi, ordunun en önünde,
Yine Halid bin Velid yürüyordu o günde.
Kainatın Sultanı, üst üste zırh giyerek,
Ve Düldül adındaki katırına binerek,
Åževval’in onbirinci gününün gecesinde,
Geldi ordusu ile, tam Huneyn vadisine.
O sabah namazını kıldırıp cemaatle,
Harekete geçirdi ordusunu süratle.
Lakin pusu kurmuÅŸtu bu vadide düÅŸmanlar.
Bundan habersiz idi o anda Müslümanlar.
Alaca karanlıktı ortalık zira o an.
Haberdar olmadılar pusu kurduklarından.
|