Allah, Âdem Nebi’nin toprağını, o zaman,
ÇeÅŸitli safhalardan geçirip yaptı insan.
Emretti, o topraÄŸa Hava koydu Cebrail.
AteÅŸ ilave etti, daha sonra Mikail.
Ve yetmiÅŸ bin meleÄŸe emretti daha sonra.
Su getirip döktüler, her biri o çamura.
Bir müddet yerde kalan o çamura, melekler,
Allah’ın emri ile, insan ÅŸekli verdiler.
Cansız bir heykel oldu, gayet güzel ve düzgün.
Kudret güneÅŸiyle de, kurudu bir nice gün.
Öyle ki, dokunulsa hafifçe ona bir kez,
PiÅŸkin bir saksı gibi, çınlayıp verirdi ses.
Velhasıl cansız olan bu kalıp tamamlandı.
Hak teâlâ emriyle, kırk sene yerde kaldı.
Emretti sonra Allah cümle melaikeye:
(Gidin de, o kalıbı ziyaret edin!) diye.
Melekler, hemen gelip yakınına vardılar.
Onun güzelliÄŸine bakıp hayran kaldılar.
Zira görmemiÅŸlerdi böyle ÅŸey yeryüzünde.
Bir zerafet var idi endamında, yüzünde.
Ve gayr-i ihtiyari, ÅŸöyle dediler ki hep:
(Allah, bundan güzel ÅŸey yaratmış mıdır acep?)
İblis kovulmamışken, henüz Allah katından,
Geçerdi teb'asıyle, o yerin yakınından.
EyleÅŸtiler hemence, görünce yerde onu.
Ve çok merak ettiler, onun ne olduÄŸunu.
Parmağının ucuyla, dokundu İblis biraz.
Hasıl oldu o anda, çok kuvvetli bir avaz.
Meğer bir yabancının eli dokunduğundan,
Böyle çok kuvvetli ses, o zaman çıkmış ondan.
EndiÅŸeye kapılıp ve içinden dedi ki:
(Bu, büyük bir iÅŸ için yaratıldı belli ki.)
Lakin belli etmedi bunu hiç etrafına.
BaÅŸka türlü konuÅŸtu, kalbinin hilafına.
Dedi ki: (Bunun için, etmeyin hiç endiÅŸe.
Baksanıza içi boÅŸ, yaramaz hiç bir iÅŸe.
İsterseniz karnından, ben içeri gireyim.
İçinde bir ÅŸey varsa, size haber vereyim.)
Deldi sonra karnını, giriverdi içeri.
Gördü orda bilcümle, göklerdeki ÅŸeyleri.
Ve bir mahzen gördü ki, kilit var kapısında.
Lakin açamadı ki, ne vardır arkasında?
Bu acayip ÅŸeyleri görünce daha ÅŸaÅŸtı.
Önceki endiÅŸesi, daha da fazlalaÅŸtı.
Dedi ki: (Yaratıldın, sen büyük bir iÅŸ için.)
Çıktı yine dışarı, hiç belli etmeksizin.
Teb'asına dedi ki: (Eğer bunu, Rabbimiz,
Tutar ise sizlerden daha üstün ve aziz,
Ve hürmet etmenizi, isterse sizden eÄŸer,
Sizler ne yaparsınız, o zaman ey melekler?)
Dediler: (Bize her ne emrederse Rabbimiz,
O emre mütabaat ederiz elbette biz.)
İblis hiç beÄŸenmedi bu cevabı kibrinden.
Hemen kendi kendine, ÅŸöyle dedi içinden:
(Onu tercih ederse, muhalefet ederim.
Beni aziz tutarsa, onu helak eylerim.)
Halbuki Hak teâlâ buyurdu ki: (Sizin ben,
Bilirim gizli açık, ne geçse kalbinizden.)
|