Hûd Peygamber, kavmine buyurdu ki: (Ey kavmim!
Åžu putları bırakıp, Allah’a edin tazim.
İmana gelirseniz, Allah sizi affeder.
Bol bol yağmur yağdırıp, bereket ihsan eder.)
Hûd Peygamber, bunları söylediÄŸi zamanda,
Orada bulunurdu hükümdar Halecan da.
Hûd aleyhisselamın bu nasihatlerine,
Aldırmayıp, bir cevap vermeyince kendine.
Uzaklarda bulunan bütün kurtlar ve kuÅŸlar,
Hûd aleyhisselamın huzuruna koÅŸtular.
Dediler: (Ey Peygamber, biz hazırız emrine.
Sen kimseden korkmadan, devam et tebliÄŸine.)
Herkes bu hadiseyi gördü de hep alenen,
Yine Hûd Peygambere olmadı iman eden.
Hatta biri, o anda hakaret eder oldu.
Lakin konuşamayıp, birden dili tutuldu.
Kâfirler, davasından artık vazgeçsin diye,
Her türlü eza cefa ederken Hûd nebiye,
O, yine tahammül ve sabır gösteriyordu.
Ve bu hak davasından asla vazgeçmiyordu.
Onun bu ihlasının altında, o Âd'lılar,
Bir maddi menfaat ve dünyalık aradılar.
Zira maneviyattan tam mahrum bir milletti.
DeÄŸer ölçüleri, sırf dünyadan ibaretti.
Dediler: (Ediyoruz bunca eza cefalar.
Yine de davasından vazgeçmiyor kıl kadar.
Bunda, bir menfaati var ki onun pek fazla,
Yolundan, tek bir adım gerilemiyor asla.)
Bunu, aralarında konuÅŸup onlar önce,
Sonra itham ettiler kendisini böylece.
Bu, mesnedi olmayan ithamı, Hûd Peygamber,
Reddedip, doÄŸrusunu onlara verdi haber.
Buyurdu ki: (Ben sizi, hak yola davetimden,
Dolayı, bir menfaat beklemiyorum sizden.
Benim ecr-ü sevabım, alemlerin sahibi,
Olan Hak teâlâya aittir pek tabii.
Artık Hak teâlâdan korkun da, edin iman.
Yoksa, büyük bir azap eriÅŸir size Ondan.)
Onlar, cevap olarak dediler ki: (Asla biz,
Åžimdiki halimizi deÄŸiÅŸecek deÄŸiliz.)
Ve lakin tam dört sene sürünce bu kuraklık,
Âd'lıların takatı kalmadı buna artık.
Bu sebeple bazısı insafa yöneldiler.
Bir gün reislerine gelip ÅŸöyle dediler.
(Açlık ve susuzluÄŸa kalmadı hiç gücümüz.
Ona iman etmeyi mecburen düÅŸünürüz.)
Halecan sinirlenip, dedi: (Ne münasebet.
O sebepten gelmedi bizlere bu musibet.
Öyle olmuÅŸ olsaydı, kırılmazdı hayvanlar.
Zira o hayvanların, bunda ne günahı var?
Demek ki, bu musibet herkese umumidir.
Biraz daha sabredin, elbette sonu gelir.
Kum yiyin, toprak yiyin, idrarınızı için.
Yine asla dinine girmeyin bu kiÅŸinin.)
|