Lût Peygamber, kavmini, usanmadan, yılmadan,
Allah'ın birliÄŸine, çağırırdı durmadan.
Lakin o insafsızlar, inkâr ederdi yine.
Hatta taÅŸ atarlardı, mübarek bedenine.
Fakat korurdu onu, Allah'ın himayesi.
Etmezdi hiç isabet, zira tek bir tanesi.
Onlar taÅŸ atsa bile, o ederdi nasihat.
Ve bunda, elli sene eyledi sabır, sebat.
Lakin o nasipsizler, yine inanmadılar.
Hatta öldürmek için, bir gün karar aldılar.
Bildirdi bu hususu, Allah bu Nebi'sine.
Bir daÄŸa gitmesini, emretti kendisine.
Vakta ki geldi ona, böyle emr-i ilahi,
Şehirden ayrılarak, dağa gitti o dahi.
Kavminden yedi kiÅŸi, gittiÄŸini fark edip,
Arkasına düÅŸtüler, izini takib edip.
O ise, uzun zaman yürüyüp yorulmuÅŸtu.
Ve bir taşın üstüne, uzanıp uyumuÅŸtu.
Gelip onu buldular, takib neticesinde.
Gördüler ki uyuyor, bir taşın üzerinde.
Öldüreceklerdi ki kendisini uyurken,
O an dikkatlerini, bir husus çekti birden.
Zira fark ettiler ki, hayret ile ÅŸu hali,
Yattığı taÅŸ, yumuÅŸak, sanki sünger misali.
Hatta çukurlaÅŸmıştı, yattığı yer tamamen.
Onlar bunu görünce, iman ettiler hemen.
Lût Peygamber oradan, kavmine döndü yine.
Devam etti onlara, hak yolu tebliÄŸine.
Kavminden bir kimsenin, bir gün oÄŸlu kayboldu.
Pek çok aradıysa da, lakin bulamıyordu.
Çaresizlik içinde, geldi Lût Peygambere.
Dedi ki: (Benim oÄŸlum, kayboldu birden bire.
Her yerde arıyorum, lakin bulamıyorum.
Ayrılığına ise, hiç dayanamıyorum.
Sen, gerçekten Allah'ın peygamberiysen eÄŸer,
OÄŸlumun bulunduÄŸu yeri bana haber ver.)
Lût Nebi, bir an için, kapayıp gözlerini,
Gördü ve haber verdi, o çocuÄŸun yerini.
Çok geçmeden oÄŸlu da, çıka geldi o yerden.
O bunu da görünce, imana geldi hemen.
Lût Nebi, kavmi için eyledi bunca gayret.
Onları, elli sene imana etti davet.
Ve lakin o nasipsiz Sedum ahalisinden,
Sadece sekiz kiÅŸi, inandı içlerinden.
İki de kızı vardı kendisine inanan.
Kendi hanımı bile, etmedi ona iman.
Elli sene içinde, o kadar etti gayret.
İnanan, on kiÅŸiyi geçmemiÅŸti nihayet.
Kâfirler, kendisine hem inanmıyorlardı.
Hem de küçümsiyerek, alay ediyorlardı.
Sonunda, ufak taÅŸlar ve kumlar geldi dile.
Dediler: (Ey Peygamber, Rabbinden ÅŸunu dile:
Bizi, ateÅŸ haline getirsin de Rabbimiz,
Hepsini teker teker, yakalım her birimiz.)
O da Hak teâlâya, eyledi ÅŸöyle niyaz;
(Beni ve ailemi, bunlardan eyle halas.)
|