Yakub aleyhisselam Yusuf’u çok sevince,
Onu, biraderleri kıskandılar iyice.
Åžeytan vesvesesiyle ettiler ona haset.
GördüÄŸü rüyayı da, iÅŸittiler nihayet.
O zaman hasetleri daha da fazlalaştı.
Günden güne çoÄŸalıp, had safhaya ulaÅŸtı.
Toplanıp, bu hususu ettiler istişare.
Dediler: (Onu evden ayırmaktır tek çare.)
Bunu yapmak için de, iki yol vardı ancak.
Birincisi, Yusuf'u öldürmekti çabucak.
Dediler: (Ayırmazsak onu pederimizden,
Babamız, daha soğur gitgide hepimizden.
Yahut da, çok uzakta bir yere götürelim.
Ve onu, tek başına ölüme terk edelim.)
Onlar böyle yapmakla, zannederler idi ki,
Böylelikle babamız çok sever bizi belki.
Yaptıkları bu iÅŸin günah olduÄŸunu da,
Bile bile, ittifak ettiler hepsi bunda.
Zira düÅŸündüler ki, sonra tövbe ederiz.
Ve bu günahımızı böyle affettiririz.
Ve yine, babamıza hizmet edip gün gece,
Onun muhabbetini kazanırız böylece.
Onlardan bir tanesi dedi: (Beni dinleyin.
Bana soruyorsanız Yusuf'u öldürmeyin.
Onu bırakınız ki bir kuyunun dibine,
Yolcular, o kuyudan çıkarsın onu yine.)
Onun bu teklifine, hepsi uygun dediler.
Kuyuya atmak için, ittifak eylediler.
Lakin almak çok zordu, onu babalarından.
Çünkü hiç ayırmazdı onu kendi yanından.
Sonra, babalarının, onu kendilerine,
Vermiyeceğini de biliyorlardı yine.
Çünkü bilirlerdi ki, Yusuf'a duydukları,
Haset ve kıskançlığı bilirdi babaları.
Bunun için toplanıp, yaptılar istiÅŸare.
Dediler ki: (Hiyleye baÅŸvuralım tek çare.)
Yusuf'u çok seviyor gibi tavır alarak,
Hemen babalarına gittiler toplanarak.
Dediler: (Ey babamız, Yusuf biraderimiz,
Devamlı ev içinde oturur, bilirsiniz.
İzin ver, bizim ile o da gelsin kırlara.
O da gezsin, oynasın, tırmansın bayırlara.
Çayır çimen üstünde koÅŸuÅŸtursun yavrucak.
Şimdi tam zamanıdır gezecek, oynayacak.
Bize, Yusuf hakkında neden inanmıyorsun?
Bizden, onun hakkında ne için korkuyorsun?
Halbuki ona karşı, biz çok merhametliyiz.
Onun iyiliÄŸidir tek arzu ve gayemiz.
Onu, gözümüz gibi biz koruruz pek iyi.
Asla yaklaştırmayız ona bir tehlikeyi.
Yarın onu gönder ki, bizim ile kırlara,
Meyve yesin, ok atsın, katılsın yarışlara.
Muhakkak iyi gelir bu gezi ona gayet.
Bize güven ve onu, eyle bize emanet.)
|