Yakub aleyhisselam, görmüÅŸtü ki rüyada,
Yusuf'a, on tane kurt saldırıyor bir anda.
Yer yarılıp, içeri düÅŸüyor sonra birden.
Üç gün sonra çıkıyor, yine o yer içinden.
Yakub aleyhisselam, bu rüyayı görünce,
OÄŸlu Yusuf hakkında korkuya düÅŸtü nice.
KardeÅŸleri gelince Yusuf'u almak için,
Bu yüzden, gitmesine vermedi önce izin.
Buyurdu ki: (Siz onu götürürseniz eÄŸer,
Onun bu ayrılığı, beni çok mahzun eder.
Ayrıca Yusuf'umu ayırmayın ki benden,
Korkarım kurt yer onu, siz ondan gafil iken.)
Dediler ki: (Bu kadar güçlü, kuvvetliyken biz,
Onu yalnız bırakıp, kurda yedirir miyiz?)
Yakub aleyhisselam, (Onu, kurt yer) demekle,
İp ucu vermiÅŸ oldu onlara böylelikle.
Çünkü onlar, bir kurdun, asla o güne kadar,
İnsan yiyeceğini bilmiyorlardı zinhar.
AkÅŸam döndüklerinde, ona verecekleri,
Cevabı, böylelikle öÄŸrenmiÅŸti herbiri.
Velakin babaları müsaade etmeyince,
O ara bir kurnazlık düÅŸündüler hemence.
Yani babalarını ikna için, bu sefer,
Gidip, küçük Yusuf’u buna ikna ettiler.
Onu, kıra gitmeye böyle razı ederek,
Tekrar babalarına geldiler seğirterek.
Dediler: (Ey babamız, işte sor kendisine.
O da gelmek istiyor bu kır gezintisine.)
Yakub Nebi, bu sefer takdire oldu razı.
Zira baktı, onun da vardı buna rızası.
Kır elbiselerini giydirip üzerine,
Gönderdi onu dahi, onlarla kır yerine.
Onlar uzaklaÅŸmadan henüz babalarından,
Yusuf'a çok yakınlık gösterdiler yalandan.
Lakin daha yürüyüp, gözden ırak olunca,
Ezaya başladılar hemen o yavrucağa.
Dediler ki: (Ey yalan rüya sahibi kiÅŸi!
Söyle, nasıl uydurdun yıldız, ay ve güneÅŸi?
Hani o ay ve güneÅŸ, nerede o yıldızlar?
Çağır da, gelip seni ölümden kurtarsınlar.)
Bir kuyunun başına geldiler sonra o gün.
Üstünden gömleÄŸini çıkardılar Yusuf'ün
Kuyuya sarkıttılar, ipe sarıp belinden.
Yarısına gelince, kestiler ipi birden.
Bir miktar su var idi, o kuyunun dibinde.
Yusuf düÅŸtü o suya ipi kestiklerinde.
Cebrail ismindeki meleğe, Hak katından,
(Kuluma yetiÅŸ!) diye, bir hitap geldi o an.
Cebrail, bu emirle kuyuya derhal varıp,
Onu, kaya üstüne oturttu sudan alıp.
Ve dua etmesini söyledi ona yine.
O dahi ÅŸu ÅŸekilde dua etti Rabbine.
Dedi: (Ey duaları işiten, kabul eden!
Lütfedip kurtar beni bu sıkıntılı yerden.)
|