Aziz, Yusuf Nebi’yi, birçok fayda umarak,
Hapsetti, Zeliha'nın isteğine uyarak.
Gördü zindandakiler o güzel cemalini.
Anladılar hemence rütbe-i kemalini.
Dediler ki: (Ey yiÄŸit, hoÅŸ geldin içimize.
Güzel huyların ile ferahlık verdin bize.)
Çünkü o, hastaları ziyaret ediyordu.
Ve herkesin işine yardımcı oluyordu.
Kimin ne ihtiyacı olsa idi, anında,
Herkesten para toplar, bulunurdu yardımda.
Hayattan ümidini kesen o kimseleri,
Tatlı sözleri ile ediyordu teselli.
Derdi ki: (Bu belaya sabrediniz ki sizler,
Allah, karşılığında verir büyük ecirler.)
Zindan arkadaşları, derlerdi ki: (Ey yiğit!
Bizi ferahlandırıp, veriyorsun hep ümit.
Sen, ne güzel yüzlü ve tatlı sözlü birisin.
Söyle ey delikanlı, sen kimsin, nedir ismin?)
Yusuf aleyhisselam tanıttı kendisini.
Ve tevhid inancına davet etti hepsini.
İki kişi vardı ki zindanda olanlardan,
GirmiÅŸti onlar dahi birer adi suçlardan.
Mısır Firavunu'nun bunlar hizmetçisiydi.
Birisi ekmekçisi, biri ÅŸerbetçisiydi.
Birer rüya görerek bir gece bu kimseler,
Gelip, Yusuf Nebi'ye (tabir eyle) dediler.
Åžerbetçi arz etti ki: (Rüyamda ben bu gece,
Üzümü, ÅŸarap için sıkıyordum iyice.)
Ekmekçi de dedi ki: (Ben dahi ÅŸöyle gördüm:
Başımın üzerinde, bir ekmek götürürdüm.
Gördüm sonra kuÅŸların, onu yediklerini.
Haber ver bunun neye delalet ettiÄŸini.
Çünkü sen, rüyaları iyi tabir edersin.
Hem hapistekilere hep ferahlık verirsin.)
Yusuf aleyhisselam, tam dinledi onları.
Lakin tabir etmedi hemen o rüyaları.
Onlara, bir mucize gösterip daha önce,
Tek Allah’a imana davet etti böylece.
Buyurdu ki: (Ben size, yemeÄŸiniz gelmeden,
ÇeÅŸit ve lezzetini bildiririm evvelden.
Çünkü Hak teâlânın ben bir peygamberiyim.
Allah’ı inkâr eden dininizden beriyim.
Babalarım İbrahim, İshak ve Yakub dahi,
Hak Peygamber idiler hepsi de bizatihi.
Bizi, tevhid üzere yarattı cenâb-ı Hak.
Yoktur Hak teâlâya, asla ÅŸerik ve ortak.
Sizin bu altın, gümüÅŸ veya baÅŸka ÅŸeylerden,
Olan ve hiçbir ÅŸeye güçleri yetiÅŸmeyen,
O putlar, ilahlığa asla layık değildir.
Allahü teâlâya ancak kulluk edilir.)
Yusuf Nebi, onlara edip böyle nasihat,
Hepsini hak dinine çağırdı sonra bizzat.
Önce davet eyledi onları hak dinine.
Sonra rüyalarının baÅŸladı tabirine.
|