Yusuf Nebi, zindandan çıkacaktı ki artık,
Firavun duyuyordu ona büyük hayranlık.
Çünkü anlamış idi onun masumluÄŸunu.
Åžerbetçiyi gönderip çağırdı tekrar onu.
Yusuf Nebi, zindandan çıkarken en nihayet,
Zindan arkadaÅŸları üzüldü buna gayet.
Çok fayda görürlerdi çünkü Yusuf Nebi'den.
Bu yüzden o gidince, üzüldü hepsi birden.
Yusuf aleyhisselam, gelirken hükümdara,
Rabbine, ÅŸu ÅŸekilde dua etti o ara:
(Ya Rabbi, ondan bana, yalnız hayır nasib et.
Gelmesin ondan bana, bir bela ve musibet.)
Vakta ki vasıl oldu hükümdarın yanına,
Firavun, tazim ile iltifat etti ona.
İçeriye girince Yusuf aleyhisselam,
Mısır hükümdarına arapça verdi selam.
Firavun sordu hemen: (Bu, nasıl bir lisandır?)
Dedi: (Amcam İsmail Nebi'nin lisanıdır.)
Sonra sohbet ederken, konuştu İbranice.
Firavun buna dahi hayret etti bir nice.
Sordu bu lisanı da Firavun bizatihi.
Dedi: (Babalarımın lisanıdır bu dahi.)
Birçok lisan bilirdi Firavun kendisi de.
Lakin Yusuf Peygamber bilirdi hepsini de.
Nitekim hangi dilde konuşsaydı o eğer,
Cevabı, o lisanla verdi Yusuf Peygamber.
Üstelik, Arapça ve lisan-ı İbrani'yi,
Ondan fazla olarak bilirdi gayet iyi.
Bu kadar çok lisana vakıf bulunduÄŸunu,
ÖÄŸrenince Firavun, daha çok sevdi onu.
Onunla konuÅŸtukça, artıyordu sevgisi.
Rüyayı, bizzat ona sordu bir de kendisi.
Yusuf aleyhisselam, Firavnun rüyasını,
Anlattı kendisine tıpa tıp aynısını.
Dedi: (Nil kenarında dolaşırken rüyanda,
Çok semiz yedi inek görüverdin bir anda.
Sen onların haline bakarken hayran hayran,
Kabardı Nil'in suyu, çok geçmeden aradan.
Fark ettin daha sonra, suyun çekildiÄŸini.
Ve gördün yedi zayıf ineÄŸin geldiÄŸini.
Yapışmış derileri hatta karınlarına.
Sen, büyük bir hayretle bakıyorken o yana,
O semiz ineklerin arasına girdiler.
Onları, birer birer parçalayıp yediler.
Onlarda semizleşme olmadı yine asla.
Sen bu hali görünce, ÅŸaşırdın daha fazla.
Ve gördün yedi baÅŸak, taze, yeÅŸil ve dolgun.
Yedi de kuru baÅŸak yanında gördün onun,
Sonra bir ateÅŸ çıktı o dolgun baÅŸaklarda.
Ve onları yakarak, yok etti o arada.)
Firavun, dikkatlice dinleyip rüyasını,
Dedi: (Tebrik ederim, anlattın aynısını.
Senden dinlediklerim, vallahi bu rüyadan,
Bana, daha garip ve acayip geldi ÅŸu an.
Peki ey delikanlı, söyle, nasıl bir tedbir,
Yahut nasıl bir çare bulmamız lazım gelir?)
|