Ne zaman ki Mısır'da bir kıtlık başlamıştı,
Bu musibet, giderek her tarafı sarmıştı.
Ken'an iline dahi yayıldı en nihayet.
Bundan, Yakub Nebi de etkilendi begayet.
Ülkeler kırılırken bu büyük bela ile,
Mısır'ın ambarları doluydu buğday ile.
Tedbir almamışlardı buna çünkü evvelden.
Bu yüzden, buÄŸdayları tükenmiÅŸti tamamen.
Ve lakin Yusuf Nebi, tedbir alıp bir nice,
Ambarları, buğdayla doldurmuştu iyice.
İnsanlar öÄŸrenince içyüzünü bu iÅŸin,
Akın akın Mısır'a geldiler buÄŸday için.
Yakub Peygamber dahi muttali oldu buna.
Bir gün oÄŸullarını çağırdı huzuruna.
Buyurdu: (İşittim ki, Mısır hazinedarı,
Tamamen buğday ile doldurmuş ambarları.
Hem dahi Halilullah İbrahim dinindeymiş.
Gidip görün bakalım, o, nasıl bir kimseymiÅŸ?
Deyin ki, bizler dahi, İbrahim evladıyız.
Ve lakin bu kıtlıktan hayli sıkıntıdayız.
Böylece bir kolaylık gösterir belki size.
Biraz buÄŸday verirse, bir nimet olur bize.)
Sonra Bünyamin hariç, o on evladını da,
Gönderip, Bünyamin'i alıkoydu yanında.
Bir tek yadigarıydı çünkü o, Yusuf’ünün.
Yanından ayırmazdı kendisini hiçbir gün.
O, ÅŸimdi Bünyamin’le teselli oluyordu.
Onu, diÄŸerlerinden daha çok seviyordu.
Velhasıl oğulları, Ken'andan ayrıldılar.
Gelip, Yusuf Nebi’nin huzuruna vardılar.
Yusuf aleyhisselam, tanıdı gelenleri.
Lakin tanımadılar onu biraderleri.
Çünkü onu, kuyuya bıraktıkları zaman,
Çocuk olup, çok yıllar geçmiÅŸ idi aradan.
Bu yüzden, görünüÅŸü bir hayli deÄŸiÅŸmiÅŸti.
Åžimdi de gayet yüksek bir mevkiye gelmiÅŸti.
Makamında, heybetle oturmuş olduğundan,
Yüzüne, rahatlıkla bakamadılar o an.
Hem böyle bir makama gelebileceÄŸinin,
İhtimali, aklından geçmezdi hiç birinin.
Ayrıca bir kimseyi, tanıyıp tanımamak,
Hak teâlâ dilerse, mümkün olurdu ancak.
Halbuki Hak teâlâ, Yusuf aleyhisselam,
Henüz kuyuda iken etmiÅŸti ona ilham.
Åžöyle bildirmiÅŸti ki: (Ey Yusuf, ileride,
Bulunacaksın yarın, yüksekçe bir mevkide.
Onlar, bu mevkiinin çok yüksek olmasından,
Hatırlarından bile geçmediÄŸi bu zaman,
Sana o yaptıkları kötülükleri, yine,
Sen haber vereceksin, o gün kendilerine.)
Âyet-i kerimenin bildirdiÄŸi bu iÅŸin,
BildirildiÄŸi gibi vuku bulması için,
O gün tanıttırmadı onu kardeÅŸlerine.
Ve Allah’ın takdiri gelmiÅŸ oldu yerine.
|