Ana Sayfa >  Peygamberler > Musa aleyhisselam > O, Hızır idi
Yazıcı   Yazı boyutunu     

O, Hızır idi

Bir gün Sultan Süleyman, boÄŸaz gezintisine,
Çıkmıştı ki, uÄŸradı ortaköy sahiline.

Kayığını sahile yanaÅŸtırıp bir müddet,
Yahya Efendi’yi de kayığa etti davet.

O da, bir ahbabiyle, padişah kayığına,
Gelip oturdu hemen, Kanuni’nin yanına.

Ahbabı da, sultanın karşısına oturdu.
Lakin Sultan Süleyman, onu ilk görüyordu.

Hem giderken, devamlı, o karşıda duran zat,
Sultanın parmağına bakıyordu pür dikkat.

Çok kıymetli bir yüzük var idi ki sultanda,
O zat da, o yüzüÄŸe bakıyordu o anda.

Onun böyle bakışı, çekiyordu dikkati.
YüzüÄŸe baktığını anladı sultan dahi.

Çıkarıp verdi ona ve dedi: (İsterseniz,
Åžöyle daha yakından bakıp inceleyiniz.)

Sultandan o yüzüÄŸü alan o kimse ise,
Evirip çevirerek, atıverdi denize.

Yahya Efendi hariç, kayıkta bulunanlar,
Onun bu yaptığına hep hayrette kaldılar.

Hadise üzerinden geçince yarım saat,
İnmek istediÄŸini söyledi birden o zat.

Padişahın kayığı yanaşınca sahile,
O, eğilip denizden su aldı avcu ile.

Ve onu, padişaha uzanıp sunduğunda,
Gördüler ki, o yüzük duruyor avucunda.

Yahya Efendi hariç, yine kayıktakiler,
Buna dahi ÅŸaşırıp, çok hayret eylediler.

Kanuni, o yüzüÄŸü eline aldı, fakat,
Gözlerinin önünden kayboldu birden o zat.

Sultan yine şaşırıp hem Yahya Efendi'ye,
Sual etti: (AÄŸabey, neler oluyor?) diye.

Yahya Efendi ise, dedi ki: (Sultanımız!
O, Hızır’dı ve lakin sizler tanımadınız.)

Şemseddin-i Attar da, hazret-i Hızır ile,
İlgili bir kıssayı nakleder bize ÅŸöyle:

Celaleddin-i Rumi, bir gün vaaz ediyordu.
Cemaat da oturmuÅŸ, zevk ile dinliyordu.

Hazret-i Musa ile Hızır hikayesini,
Dinlerken, kesmiÅŸlerdi hepsi nefeslerini.

Zira anlatırdı ki öyle fasih dil ile,
Dinliyordu cemaat, onu can kulağıyle.

Yanımda biri vardı, o dahi dinliyordu.
Baktım, kendi kendine bir ÅŸey söyleniyordu.

Kulak verip dinledim, ÅŸöyle diyor idi ki:
(Nasıl da anlatıyor, yanımızdaymış gibi.)

DüÅŸündüm ki, o madem, söylüyor böyle kelam,
Öyleyse bu olmalı, Hızır aleyhisselam.

Yanına sokularak, dedim ki: (Bildim, evet.
Sen, hazret-i Hızır’sın, lütfen bana ihsan et.)

Buyurdu ki: (Burada iÅŸte var ya Mevlana.
Sen ona rica et ki, ihsan etsin o sana.)

Sonra kayboluverdi ortadan birden bire.
Ben bunu Mevlana’ya gittim haber vermeye.

Ben söze baÅŸlamadan, buyurdu ki o ilkin:
(Hızır’ın söylediÄŸi doÄŸrudur ey Åžemseddin.)
 
Geridön
 
 
Klavye
 
Güncelleme Tarihi
1.12.2025
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı