Yunus aleyhisselam suya atıldığında,
Denizdeki bir balık, yuttu onu anında.
Hak teâlâ, balığa verdi ki ÅŸu emrini:
(Onu hiç yaralama, kırma kemiklerini.)
Balık, Yunus Nebi’yi hiç rahatsız etmeden,
Suyun derinliÄŸinde kaybolup gitti hemen.
Balığın karnındayken Yunus aleyhisselam,
Şuuru yerinde ve aklı başındaydı tam.
Ve lakin bilmiyordu nerede olduÄŸunu.
Bir kısım sesler duyup, çok merak etti bunu.
Hak teâlâ buyurdu: (Ey Yunus, sen ÅŸu anda,
Mahbus bulunuyorsun bir balığın karnında.
O sesler zikirdir ki, duyarsın sen de bizzat.
Beni, böyle zikreder denizdeki mahlukat.)
Yunus Nebi o zaman dua etti Rabbine:
(Ya ilahi, kavmime kavuÅŸtur beni yine.
Onları mümin görmek ümidindeyim her an.
Razıyım takdirine, senindir emir, ferman.)
Böyle dua eyleyip, devam etti zikrine.
Onun zikir sesleri yükseldi gök yüzüne.
Melekler de iÅŸitip, sordular: (Ya ilahi!
Bu, kimin zikridir ki, duyuyoruz biz dahi?)
Buyurdu ki: (Yunus’un zikridir ki bu gelen,
Bir balığın karnında bulunuyor o halen.)
Dediler: (Ey Rabbimiz, o, ÅŸu Yunus mudur ki,
Her amel ve duası yükseliyor nur gibi?)
O balığın karnında, Yunus aleyhisselam,
Her zamanki yaptığı zikrine etti devam.
Ayrı dua olarak, derdi ki: (Ya ilahi!
Elbette, yoktur asla bir ilah, senden gayri.
Bütün noksanlıklardan seni tenzih ederim.
Haksızlık edenlerden oldum ben, af dilerim.)
O, devam ettiÄŸinden zikrine hiç durmadan,
Tam AÅŸure gününde, halas oldu oradan.
Balık, onu çıkarıp bıraktı bir sahile.
Kurtuldu o zindandan Rabbinin ihsaniyle.
Buyurdu ki: (Ey Yunus, kavmine eyle avdet.
Bildir ki, Hak teâlâ etti sizi maÄŸfiret.)
Bu emir gereÄŸince, koyuldu yola hemen.
Bir çobana rastlayıp, sual etti kavminden.
O dedi: (Yunus diye vardı peygamberleri.
Kavmine darılarak terk etmişti bu yeri.
Bu yüzden üstlerine geldiyse de bir afet,
Pişman olduklarından, kurtuldular akıbet.
Åžimdi onlar, Yunus’u bekliyorlar gün gece.
Hepsi bayram yapacak bir gün çıkıp gelince.)
Buyurdu ki: (O Yunus iÅŸte benim ey çoban!
Åžu aÄŸaç ÅŸahidimdir bir delil istiyorsan.)
O çoban, seÄŸirterek kavmine verdi haber.
(Delilin ne?) deyince, o aÄŸaca geldiler.
AÄŸaç dile gelerek, söyledi ki bu defa:
(Yunus’u görmek için, gidiniz ÅŸu tarafa.)
Onlar gidip, namazda buldular kendisini.
Beklediler başında, kılıp bitirmesini.
Hasretle kucaklaşıp özürler dilediler.
Beraber ÅŸehre dönüp, sevinip ÅŸükrettiler.
Dinlerini öÄŸrenip, sarıldılar taate.
Ve artık dönmediler küfür ve dalalete.
|