Peygamber-i ziÅŸânın dünyaya geleceÄŸi,
İlk peygamber, hazret-i Adem Nebi’den beri,
Gelen her Peygambere, hem de ümmetlerine,
Hep haber verilmiştir istisnasız hepsine.
Musa Kelimullahın Tevrat’ında dahi hem,
Yazıyor ki: (O, öyle zattır ki, çok mükerrem,
Himmeti yüksek olup, yardımı ziyadedir.
O, güzeller güzeli, temizler temizidir.
O, sohbette yumuÅŸak, taksimde olur adil.
Kâfirler karşısında çok serttir, aciz deÄŸil.
YaÅŸlıya hürmet eder, ÅŸefkat eder küçüÄŸe.
Esirlere acır ve ÅŸükreder az bir ÅŸeye.
O, hep güler yüzlüdür, kahkaha etmez fakat.
Ümmîdir, hiçbir ÅŸeyi etmemiÅŸtir kıraat.
Hiçbir ÅŸey okumadan, yazmadan tek ÅŸey bile,
Ona bildirilmiÅŸtir her ilim tamamiyle.
Katı kalbli deÄŸildir, kötü huy Onda olmaz.
Çarşı ve pazarlarda yüksek sesle bağırmaz.
Onun ümmeti dahi, çok iyi huyludurlar.
Birbirlerine karşı merhametli olurlar.
Hep Allah’ı anarlar onlar yüksek yerlerde.
Hakk'a davet ederler halkı minarelerde.
Allah’ın Resulüdür, Onun adı Muhammed.
Onun gelmesi ile, kalblerden gider gaflet.
O, Mekke’de doÄŸar ve hizmet eder dinine.
Medine’den tâ Åžam’a, geçer Onun eline.
DoÄŸru olan hak dini, yerleÅŸtirmedikçe tam.
Dünyadan almam Onu, hayatı bulmaz hitam.
Onun bereketiyle görür kör ve a’malar.
Ve yine duyar olur, iÅŸitmeyen kulaklar.)
Zebur’da: (Eli açık, çok cömerttir O yani.
YumuÅŸak, tatlı sözlü, çok güzeldir, nurani.
O, çok aÄŸlar, az güler, az uyur, çok düÅŸünür.
O, hoÅŸ yaratılışlı, hem de güzel yüzlüdür.
Sözleri gönül alır ve ruhları cezbeder.
Kalbi hasta olanın, tabibidir o Server.
Ey Habibim, sıyırıp himmet kılıcını tam,
Alasın benim için kâfirlerden intikam.
Bilcümle kâfirlerin baÅŸları, gün gelecek,
Kerametli ellerin önünde eÄŸilecek.)
Hak olan İncil’de de yazar ki: (O, çok yemez.
O, hiç hile yapmaz ve kimseyi kötülemez.
O, hiç cimri deÄŸildir, cömerttir hem de fazla.
Kendi için, kimseden intikam almaz asla.
O, hiç acele etmez, deÄŸildir tembel dahi.
O, çalışanı sever, gıybet etmez kimseyi.
O Muhammed, dünyaya gelseydi bu gün ÅŸayet,
Benim nübüvvetime eder idi ÅŸehadet.
Gerçi bana, siz dahi ÅŸehadet edersiniz.
Çünkü siz, benim ile çoktan berabersiniz.
Ben, bunları ÅŸu anda söylüyorum ki size,
Sürçmesin ayağınız düÅŸüp de bir ÅŸüpheye.)
|