Melun Ebu Cehil’le, Velid ibni mugire,
Resulün huzuruna sokularak bir kere,
Dediler ki: (Gerçekten Peygambersen sen eÄŸer,
Åžu semadaki Ay’ı ikiye ayırıver.
Yarısı, Ebu Kubeys dağının üzerinde,
Yarısı da gözüksün, Kuaykıan üstünde.)
Onlara buyurdu ki Peygamber efendimiz:
(EÄŸer bunu yaparsam, iman eder misiniz?)
Onlar (Evet) deyince, o Server-i kâinat,
Allahü teâlâya dua etti o saat.
Duası kabul olup, Cibril aleyhisselam,
Peygamber-i ziÅŸâna gelerek verdi selam.
Dedi ki: (Ya Muhammed, müminlere hemence,
Haber ver, mucizeyi seyretsinler bu gece.)
Resulullah, Mekke’li eÅŸrafı toplayarak,
Buyurdu: (Ay bu gece, ikiye ayrılacak!)
Ayın ondördü olup, (Ay) yuvarlak idi tam.
Gösterdi mucizeyi Resul aleyhisselam.
Mübarek elleriyle iÅŸaret eyleyince,
Ay ikiye ayrıldı mucize gereğince.
Yarısı Ebu Kubeys, yarısı Kuaykıan,
DaÄŸları üzerinde göründü hem de o an.
Bir müddet öyle durup, sonradan birleÅŸtiler.
Bu hali, gözleriyle gördü cümle müÅŸrikler.
Birkaçının ismini söyleyip Resul o an,
Buyurdu: (Åžahit olun ey filan ve ey filan!)
Sonra da Eshabına seslenip bizatihi,
Yine buyurdular ki: (Åžahit olun siz dahi!)
MüÅŸrikler, mucizeyi gördüler pek aÅŸikâr.
Lakin iman etmeyip, ettiler yine inkâr.
BaÅŸkalarına dahi hem mani olmak için,
Dediler: (Bir sihridir, bu bize Muhammed’in.)
Sonra da dediler ki: (Evet, bu bir sihirdir,
Fakat herkese de mi, bu sihir tesirlidir?
Bir de başka yerlerden gelenlere soralım.
Onlar da görmüÅŸ müdür, bunu bir anlayalım.
Åžahit olmuÅŸlar ise, onlar dahi bu ÅŸeye,
O zaman inanırız, biz de bu mucizeye.
Nübüvvet iddiası hak olur Onun artık.
Yoksa, iÅŸbu hadise bir sihirdir apaçık.)
Dışarıdan Mekke’ye gelenlerden sordular.
BaÅŸka yere adamlar gönderip sordurdular.
Hepsi de ittifakla dediler ki: (Vallahi,
Ayın yarıldığına şahit olduk biz dahi.
Ayın ondördü olup, tam tepsi gibiydi ay.
O gece, hadiseyi gördük hem gayet kolay.)
Kime sordular ise o müÅŸrikler bu iÅŸi,
Yine aynı şekilde cevap verdi her kişi.
Lakin inanmadılar Onun nübüvvetine.
İnkârcıların başı, Ebu Cehil’di yine.
Dedi: (Ebu Talib’in yetiminin bu sihri,
BaÅŸladı yerden sonra, göklere de tesiri.)
Onun bu sözlerinden, ifsat olur idi halk.
Onun için âyetler gönderdi cenâb-ı Hak.
|