O zaman emretti ki Rabbimiz Cebrail’e:
(Bu gece, Habibimi git bana davet eyle!
Önce, kanatlarına doldur cennet cevheri.
Bu gece, tak beline bir de hizmet kemeri.
Sonra git, bu müjdeyi haber ver Mikail’e.
UÄŸraÅŸmasın bu gece, hiç erzak taksimiyle.
Sonra da, İsrafil’e gidip haber ver bunu.
Yere koysun bu gece, elindeki Sur’unu.
Cümle meleklere de gidip söyle bu ÅŸeyi.
Duyursunlar her yere, bu geceki müjdeyi.
Oradan da Malik’e varıp de ki ÅŸöylece:
Cehennem kapısını kapatsın o bu gece.
Rıdvan’a da söyle ki, tezyin etsin Cenneti.
Takınsın huriler de, bu gece her ziyneti.
Kaldırılsın bu gece, kabirdeki azaplar.
Hareket etmesinler bu gece su ve rüzgar.
Dalsın cümle melekler, bir neÅŸe ve sevince.
Zira davet eyledim Habibimi bu gece.
Ey Cebrail, Cennetten al yanına bir burak.
Ve ayrıca, yetmişbin melaike alarak,
Sevgili Habibimin, acele yanına git.
Bir hasır üzerinde uyuyor O ÅŸu vakit.
Zira çok fazla üzdüm Onun nazik kalbini.
Çok yordum, çok incittim mübarek bedenini.
Bu halde, yine bana el açıp yalvarıyor.
Ve yine benden baÅŸka, hiçbir ÅŸey düÅŸünmüyor.
Ey Cebrail, git getir Sevgili Habibimi.
Gelsin de görsün O da, Cennet nimetlerimi.
Ona ve ümmetine hazırlamış olduÄŸum,
Nimetleri, bu gece görsün O da bil umum.
Onu sevmeyenlere, hakaret edenlere,
Söz ve yazılarıyle Onu incitenlere,
Hazırlamış olduÄŸum o çetin azapları,
Gelsin de, Cehennemde görsün hep ayrı ayrı.
Habibimi, bizzat ben teselli edeceÄŸim.
Onun nazik kalbini, ben sevindireceÄŸim.)
Cibril, Hak teâlâdan böyle emir alarak,
Girdi hemen Cennete almak için bir burak.
Kırk bin adet burakı hazır buldu anında.
Resulün ismi vardı, herbirinin alnında.
Onlardan birisini alacaktı ki, fakat,
Bir burakın haline, eyledi durup dikkat.
Zira o, bir kenara çekilmiÅŸ aÄŸlıyordu.
Gözlerinden sel gibi yaÅŸlar akıtıyordu.
Yaklaşıp, sual etti niçin aÄŸladığını.
Dedi: (Resulullahın ben duyalı adını,
Muhabbeti, kalbime giriverdi o günden.
Ben, Onun aÅŸkı ile aÄŸlarım her gün hemen.)
Burakların içinden, Cibril onu seçti ve,
Geldi Resulullahın bulunduğu o eve.
Baktı ki, bir hasırın üzerinde o Server,
Mışıl mışıl uyuyor, durakladı bu sefer.
İnsan şeklinde idi geldiğinde oraya.
Kıyamadı Resulü dürtüp uyandırmaya.
|