Üsseyyid’e sordu ki Sa’d bin Mu'az hemen:
(O Mekkeli adamı kovdun mu o haneden?)
O dedi ki: (Ey Sa’d, gittim onun yanına.
Sözlerini dinleyip, çok hayran oldum ona.
Bana, öyle hoÅŸ ÅŸeyler okudu ki ya Sa’d!
Onların tesiriyle bir hoş oldum o saat.)
O dedi ki: (Ne için gitmiÅŸtin o eve sen?
Dönüp geldin geriye, hiçbir ÅŸey halletmeden.
Bari ben gideyim de, halledeyim bu iÅŸi.
Acele bu diyarı terk eylesin o kişi.)
Bir hışımla kalkarak, vardı hemen o eve.
Girerek, çok hiddetle baÅŸladı söylenmeye.
Ve hazret-i Mus’aba dedi ki: (Az bana bak!
Bu diyardan çekil git, yoksa fena olacak.)
Lakin Mus’ab bin Umeyr, onu, güler yüz ile,
Karşılayıp dedi ki: (Sakin ol, otur hele.)
Gayet nazik olarak dedi: (Ey ibni Mu'az!
İstersen, gayemizi eyleyeyim sana arz.
Sözlerimiz, hoÅŸuna gider ise, ne a’la.
Aksi halde, bu yeri terk ederiz, pekala.)
Bu yumuÅŸak sözleri, sakinleÅŸtirdi Sa’di.
Dedi: (Ne okuyorsan, bana da oku haydi.)
Mus’ab, İslamiyet’i anlattı ona önce.
Sa’d da çok duygulandı, Mus’abı dinleyince.
Kalbinde, tatlı tatlı bir şeyler oluyordu.
Sanki temiz bir şeyle, kalbi yıkanıyordu.
Sonra Kur’an okudu, Mus’ab tatlı sesiyle.
Kendinden geçiyordu, o bunun tesiriyle.
Okuması bitince, dedi ki ona ilkin:
(Ne yapmam gerekiyor imana gelmek için?)
Kelime-i tevhidi öÄŸrendi sevinerek.
O da iman eyledi, ÅŸehadet söyleyerek.
Artık onun kalbini, sardı bir neÅŸe, sevinç.
Bu huzurla, yerinde duramıyor idi hiç.
Derhal koştu evine ve aldı abdestini.
Topladı etrafına cümle kabilesini.
Üseyyid bin Hudayr’ı dahi alıp yanına,
Åžöyle hitab eyledi EÅŸhel oÄŸullarına:
(Nasıl biliyorsunuz beni siz ey insanlar?)
Onlar, hep bir ağızdan ÅŸöyle cevapladılar:
Dediler: (Elbette sen, bizim reisimizsin.
Canımızı istesen, veririz senin için.
Bize ne emredersen, getiririz yerine.
Sana mutlak tâbiyiz, muntazırız emrine.)
Dedi ki: (Öyle ise, olsun ki haberiniz,
Ben ÅŸimdi Müslümanım, siz de iman ediniz!
İman etmez iseniz eÄŸer ki tek Allah’a,
Hiç görüÅŸmeyeceÄŸim sizin ile bir daha.)
O böyle söyleyince, bilcümle kabilesi,
Hiç itiraz etmeden, imana geldi hepsi.
Kırdılar putlarını, hem kendi elleriyle.
Çınladı yer gök o gün tekbir sedalariyle.
Bu hadiseden sonra. cümle Medineliler,
Evs ve Hazrec, tamamen hep imana geldiler.
Buna, Resulullah da pek çok sevindiÄŸinden,
(Sürur senesi) dendi bu seneye bu yüzden.
|