Peygamber efendimiz, ileride olacak,
Åžeyleri bildirirdi bir mucize olarak.
Sahabe-i kiramdan Huzeyfe hazretleri,
Der ki: (Hak teâlânın Sevgili Peygamberi,
Tâ kıyamete kadar her ne olacak ise,
Hepsini, teker teker haber verdi hep bize.)
Ve hatta kıyametin çok alametlerinden,
Bildirdi herbirini, henüz vefat etmeden.
Kendi ehl-i beytinin başlarına gelecek,
Musibetleri dahi, haber verdi tek be tek.
Hazret-i Ali için: (Tam namaz kıldırırken.)
Hazret-i Osman için, yine (Kur'an okurken.)
(Şehid olacaksınız) diye buyurdular ki,
Bildirdiği bu şeyler, aynıyle oldu vaki.
Yine dört sahabiye buyurdu ki bir sefer:
(En sona kalanınız, yanarak vefat eder.)
Üçü vefat eyleyip, geriye biri kaldı.
Semüre bin Cündeb’di o sahabinin adı.
SoÄŸuk bir kış gününde, bu zat, ısınmak için,
İyice sokulmuştu yanına bir ateşin.
Bu mübarek sahabi, bir ara tutuÅŸarak,
BildirildiÄŸi gibi vefat etti yanarak.
Yine Uhud harbinde Hanzala hazretleri,
Sırtından mızraklanıp, düÅŸtü yüzü üzeri.
Kanı, sıcak kumlara akarken bu büyük zat,
Åžehadet ÅŸerbetini içerek etti vefat.
O Server buyurdu ki bu sahabi hakkında:
(Hanzala'yı gördüm ben, yerle gök arasında.
Vardı hem etrafında çok sayıda melekler.
Onu, Cennet suyuyla gördüm ki gasl ederler.)
Bir baÅŸka sahabi de, dedi: (Gördüm ben dahi,
Hanzala'nın başından su damlardı vallahi.)
Resulün emri ile, hanımına geldiler.
(Bu hususta bildiğin bir şey var mı?) dediler.
Dedi: (Uhud cengine vardı ki yalnız bir gün,
Biz onunla evlenip, o gece yaptık düÄŸün.
Lakin düÄŸün gecesi, o baÅŸka âlemdeydi.
Ertesi gün olacak cengin hayalindeydi.
EÄŸer ÅŸehid olursam, ne büyük bir saadet
Diye düÅŸündüÄŸünden, heyecanlıydı gayet.
Lakin cenge vaktinde yetiÅŸemezsem diye,
Kapıldı sabahleyin büyük bir endiÅŸeye.
Kılıcını kaparak, acele çıktı evden.
Ve lakin gusletmeyi unuttu aceleden.
Yine ben görmüÅŸtüm ki, o gece ÅŸu rüyayı:
Melekler, gökyüzüne çektiler Hanzala’yı.
Uyanıp, o rüyayı ettim ki ÅŸöyle tabir:
(Hanzala ÅŸehid olup, ruhu göÄŸe yükselir.)
|