Fahreddin-i Iraki, hal ehli, veli bir zat.
Tesirli sözleriyle, ederdi çok nasihat.
Bir gün de buyurdu ki: (Kibir, bir felakettir.
Gadab-ı ilahinin, gelmesine sebeptir.
İman etmemenin de temelinde bu vardır.
Hatta her iyiliğe, bu mani olmaktadır.
İmanı olsa bile, yapmıyorsa ibadet,
Sahibinin kibrine, bu da eder delalet.
Kalbinde, zerre kadar kibir olan kimseler,
Cehennemde yanmadan, Cennete giremezler.)
Derdi ki: (KavuÅŸursa bir kiÅŸi tek bir ÅŸeye,
O, kavuÅŸmuÅŸ demektir, bütün güzel ÅŸeylere.
Hakiki bir mürÅŸide kavuÅŸsa biri eÄŸer,
Ona, maddi manevi gelir her iyilikler.
Çünkü olgun mürÅŸide kavuÅŸmakla o adam,
Dinin emirlerine uymaya kavuÅŸur tam.
Yani İslamiyet’e, uymuÅŸ olur her iÅŸte.
Bütün saadetlerin başı da, budur iÅŸte.
Her amelde, İslam’a edince tam riayet,
Bilcümle insanlar da, severler onu gayet.
Çünkü o, insanları bırakarak bir yana,
ÇevirmiÅŸtir gönlünü, sadece Allah'ına.
Her bir ihtiyacını, Sahibinden ister hep.
Ondan gayri kimseden, hiç bir ÅŸey etmez talep.
Çünkü Rabbi iledir her bir iÅŸi mutlaka.
Yalnız Ona güvenir, itibar etmez halka.
Herkes onu methetse, yahut övmese de hiç,
Duymaz o bu ÅŸeylerden, bir üzüntü ve sevinç.
Çünkü iyi bilir ki, methetse de bugün halk,
Yarın, hiç belli olmaz, söver düÅŸman olarak.
Kimin, Rabbin emrine tam ise ittibası,
Onun, insanlarla da iyi olur arası.
Kâmil bir Müslümanda, iki ziynet bulunur.
Bunlardan biri (edep), diÄŸeri (tevazu)dur.
İnsanlar, edep ile Allah'a yaklaşır hep.
Vasıl olamamıştır, Ona hiçbir bi-edep.
Peygamberlerden gayri, hiç kimsenin elbette,
Garantisi yoktur ki, kurtulsun ahirette.
Hem çok korkmak gerekir, hem de ümitli olmak.
Ancak böyle mümkündür, ahirette kurtulmak.
Mutlak emin olmak yok, mutlak ümitsizlik de.
Müsavi olmalıdır, her ikisi birlikte.)
Bir gün de buyurdu ki: (Bu dünya, sanki hayal.
Yakında, ahirete edeceğiz intikal.
Zira ecel, kimseye, vakit bildirmemiÅŸtir.
Yani, erken veya geç gelirim dememiÅŸtir.
Nefesler sayılıdır, tükenir bir gün elbet.
Huzur-u ilahiye çıkacağız akıbet.
Seri-ül hesaptır ki Hak teâlâ hem dahi,
Gayet çabuk görülür hesabımız vallahi.)
|