Ubeydullah Hayderi, âlim ve evliyadır.
Bir gün, ÅŸükür hakkında ÅŸöyle buyurmuÅŸlardır:
(Sadece ağız ile ÅŸükretmek, ÅŸükür olmaz.
Yahut da kifayetsiz ÅŸükür olur, gayet az.
Asıl ÅŸükür odur ki, vücudun her a’zası,
Günahtan kaçmalıdır, budur iÅŸin esası.
Mesela gözün ÅŸükrü, bakmamaktır harama.
Yani haram önünde, olmalı sanki a’ma.
DiÄŸer a’zalar dahi iÅŸlemezse tek haram,
Ancak böyle yapanlar ÅŸükretmiÅŸ olurlar tam.)
Yine bir sohbetinde buyurdu ki: (Bir kimse,
Günah iÅŸlediÄŸine piÅŸmanlık duyar ise,
Bu hali, onun için bulunmaz bir nimettir.
Zira bu piÅŸmanlığı, onun tövbe demektir.
Küçük günaha devam, olur günah-ı ekber.
Büyük günaha devam, kulu küfre sürükler.)
Bir gün de, bir genç geldi bu velinin yanına.
Dedi ki: (Ey efendim, dua ediniz bana.
Gözlerimi, yabancı kadınlara bakmaktan,
Hiç men edemiyorum, korkuyorum yanmaktan.
Ne olur, bu hususta bana yardım ediniz.
Bu babta nedir bana tavsiye ve emriniz?)
Buyurdu ki: (Evladım, sen ona baktığın an,
Bil ki, Hak teâlâ da sana bakar o zaman.
Ve senin, o kadını görmenden daha fazla,
Rabbin seni görüyor, unutma bunu asla.
Sen Onu görmesen de, görüyor seni Allah.
Öyleyse O görürken, iÅŸlenir mi hiç günah?)
Bu söz, ziyadesiyle tesir etti o gence.
Bütün günahlarına tövbe etti hemence.
Artık çirkinliÄŸini gördü her bir günahın.
Rabbani tesir vardır sözünde evliyanın.
Bir gün de buyurdu ki: (Halis olan Müslüman,
Sarılır emirlere, kaçınır her günahtan.
Bilir ki, imtihana gelmiÅŸtir bu dünyaya.
EÄŸiktir boynu her an Allahü teâlâya.
Kaçınır her günahtan, asla uymaz nefsine.
Bilir ki kendi nefsi, düÅŸmandır kendisine.
Ey insanlar, haramdan kaçın tam hakkı ile.
Zira kulun kıymeti, ölçülür takva ile.
Nefis, bir canavardır, asla doymaz günahtan.
Karşı gelmekten başka, kurtuluş olmaz ondan.)
Bir gün de buyurdu ki: (Sevin birbirinizi.
EÄŸer ki bir Müslüman, üzerse bir gün sizi,
Kusuru, kendinizde arayın önce hemen.
Hiç onda aramaya kalkışmayın katiyen.
Deyin: Ben yapmışım ki bir günahı muhakkak,
O kiÅŸi üzdü beni bu ameli yaparak.)
|