Abdurrahman-ı Tagi, âlim ve evliya zat.
Bir gün, talebesine, ÅŸöyle etti nasihat:
Buyurdu ki: (Siz ÅŸöyle edin ki mülahaza:
Cemiyet bir bedendir, fertler de birer a’za.
Birinin ayağına, batsa ufak bir diken,
Onun acısı ile, sızlanır bütün beden.
İşte, bir cemaatin fertleri de böyledir.
Birisi hasta olsa, hepsi üzüntüdedir.
Bunun için herkese, davranın güzel, iyi.
Herkesle hoÅŸ geçinip, üzmeyin hiç kimseyi.)
Bir gün de buyurdu ki: (Bu din, ilim dinidir.
Felaha ermek için, bir rehber gereklidir.
İslam âlimleridir bu yolda asıl rehber.
Rehberle yola çıkan, yolda çok rahat eder.
Bir gemiye benzer ki, bu İslam âlimleri,
Maksada erdirirler gemiye binenleri.
Âlimlere uymamak, akıl kârı deÄŸildir.
Gemi varken, yüzmeyi tercih etmek gibidir.
Biz, İmam-ı a'zamın binmişiz gemisine.
Ehl-i sünnet denilir, bu geminin ismine.
Her hangi vasıtaya binerse biri eğer,
Onu süren kimseye, uyması icab eder.)
BaÅŸka bir sohbetinde buyurdu ki: (Ey insan!
İki ÅŸeyi unutup, hatırlama hiç bir an.
Allah için yaptığın iyi amellerini.
Gayrinin sana olan, kırıcı hallerini.
Zira sen, bir iyilik yapmışsan, o bitmiştir.
Yani onun sevabı, defterine geçmiÅŸtir.
Lakin baÅŸkalarına, onu her söyledikçe,
Kazandığın o sevap, hep azalır gittikçe.
Ne kadar çok söylersen, o nisbette azalır.
Sonunda koca sevap, bir nokta gibi kalır.
Bunun gibi, birinden görürsen bir fenalık,
Sabredip, sevabını alırsan, biter artık.
Lakin baÅŸkalarına söylersen bunu dahi,
Aldığın bu sevap da, azalır gayet tabii.
Onu her söyleyiÅŸte, daha fazla azalır.
DaÄŸ kadar bile olsa, bir avuç kadar kalır.
İki şey de vardır ki, uygun olmaz unutmak.
Bunlardan biri (ölüm), biri de (cenâb-ı Hak).
Nasıl unutulur ki, bu ölüm, yani bu mevt,
Hepimizin başına gelecektir akıbet.
Mümin, sever ölümü ve onu hiç unutmaz.
Zira ölüm olmadan, Rabbine kavuÅŸamaz.
Kim ölümü, yirmi kez düÅŸünürse bir günde,
Yatakta ölse dahi, ÅŸehiddir öldüÄŸünde.
Nasıl unuturuz ki hem dahi Rabbimizi,
Yaratan ve hayatta durduran Odur bizi.
Biz, Onun kudretiyle ayakta duruyoruz.
O çekse kudretini, bir anda yok oluruz.)
|