Seyyid Harun-i Veli, âlim ve veli idi.
Sözleri, insanlara pek çok faideliydi.

O, bir gün buyurdu ki: (Ä°yi bir insan olmak,
Yedi şeyi, sırayla yapmakla olur ancak.

Birincisi, dosdoÄŸru bir iman edinmektir.
Zira imansız olmak, sonsuz bir felakettir.

Ä°kincisi, dinini öÄŸrenmektir mükemmel.
Zira ilim olmazsa, yapılmaz hiçbir amel.

Üçüncüsü, her çeÅŸit haramdan sakınmaktır.
En büyük haram ise, bu dinde kalb kırmaktır.

Hatta insan, Kâbe’yi, yıksa da yetmiÅŸ defa,
Kalb kırmanın günahı, büyüktür ondan daha.

Dördüncü mühim esas, farzı ifa etmektir.
Farzlar, Hak teâlânın emirleri demektir.

BeÅŸinci, mekruhlardan kaçınmaktır iyice.
Bunlar da, kerih olan ÅŸeylerdir dinimizce.

Bundan sonra, sünneti yapmaya sıra gelir.
Bunlar, Resulullahın beğendiği şeylerdir.

Bütün bu altı ÅŸeye edince tam riayet,
Yedinci, (tasavvuf)a sıra gelir nihayet.

Bunlardan bir tanesi yapılmaz ise eğer,
Ondan sonrakilere, verilmez hiç bir deÄŸer.

Mesela bir kimsenin imanı yoksa şayet,
Yapsa da, kabul olmaz, yüz bin sene ibadet.

Ve eğer haramlardan sakınmazsa bir kişi,
Faide vermez ona, yaptığı hiçbir iÅŸi.

Farzları yapmayanın, sünneti kabul olmaz.
Sünneti yapmayan da, tasavvufcu olamaz.

Bir müminin kalbini, kırsa biri mesela,
Yaptığı zikirlerin faydası olmaz asla.

Büyük âlim Ä°mam-ı Rabbani hazretleri,
Pek çok faideliydi, öÄŸüt nasihatleri.

Bu âlim buyurur ki: (Farz yanında, nafile,
Bir deryaya nazaran, deÄŸildir damla bile.)

Tasavvuf, bir sofrada, sanki tatlı gibidir.
Yani ona, sofrada, en sonra sıra gelir.

Hak teâlâ indinde, en fazla aziz olan,
En fazla korkanlardır Allahü teâlâdan.

Vaktiyle bir talebe, gitmiÅŸ memleketine.
DönüÅŸte, hocasının yanına gelmiÅŸ yine.

Hocası sormuş ona: (Yolculuk boyunca hep,
Namazları, vaktinde kılabildin mi acep?)

(Evet kıldım) deyince, buyurmuş ona derhal:
(Kazancın işte budur, gerisi oldu hayal.)

Zira insan ölünce, dünya için duyduÄŸu,
Sevinç, keder ve bütün uÄŸraşıp yorulduÄŸu,

O şeylerin tamamı, hepsi hayal olacak.
Geriye, Allah için yaptıkları kalacak.

Allah için yapılan ibadet, hizmet, namaz,
Bunların hiç birisi, indallah zayi olmaz.