Kutbüddin-i Bahtiyar Kaki var ki, velidir.
Nasihatı, gençlere pek çok faidelidir.
Bu zat buyuruyor ki: (Her iyiliÄŸe engel,
İnsanın kendisidir her şeyden daha evvel.
DüÅŸmanı, dışarıda aramayın siz sakın,
DüÅŸman içinizdedir, ondan iyi sakının.
İnsanlar bir yolcudur, aynı yere giderler.
Yolcular, birbirine yardım etmelidirler.
Herkese faideli olmaya edin gayret.
O zaman her iÅŸiniz, olur büyük ibadet.
Zira dünya iÅŸini yaparken bir Müslüman,
BeÅŸ vakit namazını kaçırmaz hiçbir zaman.
Rabbimiz buyurur ki: (Mal ve çocuklar, sakın,
Allah’a ibadetten, sizi alıkoymasın.)
Önceki Müslümanlar, çok titizlerdi bunda.
Camiye koşarlardı, ezan okunduğunda.
Demirciler vardı ki, döverken demirleri,
Ezanı iÅŸitseydi, bırakırdı dövmeyi.
Çekici havadaysa, vurmazda onu daha.
Yerde ise kaldırmaz, koşarlardı namaza.
Terziler var idi ki, soktuÄŸunda iÄŸneyi,
Ezanı iÅŸitseydi, çekmezdi onu geri.
Yani ne halde ise, kalırlardı o halde.
İtina ederlerdi namaza fevkalade.
Çünkü bilirlerdi ki, herkese farzdır namaz.
O vakitte, namazdan daha mühim iÅŸ olmaz.
Ahiret iÅŸlerine verince böyle kıymet,
Allah dahi onlara verirdi çok bereket.
Halbuki ehemmiyet vermeselerdi dine,
Kazançları, daha çok olmazdı elbet yine.
Üstelik, Allah’a da olurlardı isyankâr.
Çok kazansalardı da, neye yarar öyle kâr?)
Derdi ki: (Namaz kılmak ve her türlü ibadet,
Tabiatı icabı, zor gelir nefse gayet.
İşte bu yüzdendir ki, bazı din büyükleri,
Nefisle uÄŸraÅŸmakta, gitmiÅŸlerdi ileri.
Sahabe-i kiramdan, Abdullah ibni Ömer,
Bir vakit cemaate yetiÅŸmeseydi eÄŸer,
Bir gece, uyumadan, yapardı hep ibadet.
Zira o, kendisine etmiÅŸti böyle âdet.
Yine aynı ÅŸekilde hazret-i Ömer dahi,
Bir gün yetiÅŸemeyip, kaçırdı cemaati.
Yüzbin dirhem kıymette malını, o bu kere,
O gün tasadduk edip, dağıttı fakirlere.
Sahabeden biri de, bir gün, bila ihtiyar,
Bir akşam namazını geciktirdi bir miktar.
Öyle çok üzüldü ki buna o mübarek zat,
İki kölesi vardı, onları etti azad.
Bunlar, binlercesinden, bir iki nümunedir.
Zira ufacık bir su, deryayı haber verir.)
|