Behaeddin Buhari, vakta ki etti vefat,
Kıldılar namazını çok büyük bir cemaat.
Sonra gidip yaptılar mezarına defnini.
Ve bir talebesi de, okudu telkinini.
Abdülkadir adında bir kimse idi o zat.
GördüÄŸü bir vakayı, anlatır kendi bizzat.
Der ki: Defin eyledik Hace hazretlerini.
Ben çok merak ederdim kabirdeki halini.
Bir teveccüh eyledim, onun nurlu kabrine.
Allah’ın yardımıyle vakıf oldum haline.
Baktım, kapı açıldı o kabire Cennetten.
Çok güzel iki huri içeri girdi hemen.
Ona selam vererek, dediler: (Efendim biz,
Nice zamandan beri, sizi beklemekteyiz.
Yarattı Hak teâlâ bizi sırf sizin için.
Siz artık görmezsiniz bir ÅŸey fena ve çirkin.)
Hurilerin sözünü dinledi o büyük zat.
Lakin kendilerine etmedi hiç iltifat.
Buyurdu: (Görmedikçe Rabbimin didarını,
Ahdettim görmemeye Ondan gayrılarını.
Ve beni sevenlere etmedikçe ÅŸefaat,
Meşgul olmayacağım kimse ile ben fakat.)
Bir baÅŸka talebesi gördü onu rüyada.
Sordu ki: (Ne yapayım, ölmeden bu dünyada?)
Buyurdu: (Son nefeste ne yapmak gerekirse,
Åžimdi dahi onu yap, Allah de hiç deÄŸilse.)
Dedi ki: (Allah demek, son nefeste gerekir.
Şimdi hayatta iken, ne yapmam lazım gelir?)
Buyurdu ki: (Evladım, o son nefes dediğin,
Ne zaman gelecektir, bu babta var mı bilgin?
O son nefes, belki de bugündür, belki yarın.
Sen şimdi Allah de ki, yarın olmaz fırsatın.)
Bir baÅŸkası, rüyada görerek kendisini,
Arzu etti bir miktar nasihat etmesini.
Buyurdu ki: (Dünyada, iÅŸle istediÄŸini.
Lakin bil, herbirinden hesap vereceÄŸini.
Her ne yapsan, melekler yazıyor birer birer,
MahÅŸere geldiÄŸinde, sana arz edilirler.
Ve hatta ey evladım şunu bil ki muhakkak,
Seni, günah iÅŸlerken görüyor cenâb-ı Hak.
Kalbinden geçirdiÄŸin ÅŸeyleri de pekala,
En gizlisine kadar biliyor Hak teâlâ.
Haram, ateÅŸ gibidir, günaha olma yakın.
Aksi halde piÅŸmanlık çok olur sana yarın.
Hakiki dost Allah’tır, unutma Onu bir an.
Ve ÅŸiddetle hazer et, her günah ve haramdan.
Bu fırsat elde iken, hakikati gör artık.
Yoksa mahÅŸer gününde, fayda etmez piÅŸmanlık.)
|