O Muhammed Masum ki, alim ve evliyadır.
İmam-ı Rabbani’nin kerim evladındandır.
Allah adamlarından olan bu mübarek zat,
Her gün, talebesine ederdi çok nasihat.
Yine bir sohbetinde buyurdu ki bu âlim:
(Herhangi bir günahı iÅŸler ise eÄŸer kim,
Hemence kalbi ile tövbe eylemelidir.
Sonra da, dili ile istiÄŸfar etmelidir.
Gizli olan günaha, gizli tövbe etmeli.
AÅŸikâr olana da, aÅŸikâr eylemeli.
Lakin her hal-ü kârda, bir günah ve seyyiat,
İşlenince, melekler günah yazmaz üç saat.
O, bu müddet zarfında tövbe ederse eÄŸer,
Hiçbir günah yazmazlar o kimseye melekler.
EÄŸer tövbe etmezse, bir günah yazar melek.
Daha büyük günahtır tövbeyi geciktirmek.
Tâ ölünceye kadar tövbe kabul edilir.
Kalb ile tövbe eden, elbette affedilir.
Takva hali, insanda huy ve ahlak olmalı.
Yani kendiliğinden, devamlı yapılmalı.
Hem sonra, haramlardan sakınmak tam ihlasla,
Emirleri yapmaktan, mühimdir daha fazla.
Zira iyi iÅŸleri, yapabilir her insan.
Fakat yalnız sıddıklar, yapmazlar günah, isyan.
Allahü teâlânın ihsanına da, ancak,
Zühd ve takva sahibi olanlar kavuÅŸacak.
Takva demek, Allah’tan korkarak bir kimsenin,
Haram ve günahlardan kaçınmasıdır kesin.
Takva sahibi ile oturmak, ibadettir.
Onun ile konuÅŸmak, rahmet ve berekettir.
Onun ile kılınan bir namaz iki rekat,
Gayriyle kılınandan, efdaldir, hem de kat kat.)
Bir genç öÄŸüt istedi Hakkın bu velisinden.
Buyurdu ki: (Evladım, emin olma nefsinden.
Zira ondan baÅŸka bir düÅŸman yok sana daha.
Hatta senden ziyade, o, düÅŸmandır Allah’a.
Çünkü onun sevdiÄŸi, istediÄŸi ne ki var,
Dinin haram kıldığı şeylerdir hepsi onlar.
Yani bu alçak nefsi yola getirmek için,
Dine uymaktan baÅŸka, yolu yoktur kiÅŸinin.
Dinimizde olsa da birkaç ÅŸey yasak, haram,
Helaldir, faideli türlü ÅŸerbet ve taam.
Bir saatlik zamanı, namaza ayırmayıp,
BoÅŸ ÅŸeylerle uÄŸraÅŸmak, hem çok günah, hem ayıp.
Zengin olup, kırkta bir miktarda az bir zekat,
Vermemek, Hakka karşı, ne de büyük bir inat.
O kadar çok mubahı bırakıp da, bir anlık,
Harama el uzatmak, ne büyük insafsızlık.)
|