Muhammed Sıddık var ki, İslam alimlerinden,
Nasihatları vardır, ruhları temizleyen.
Bu zata sordular ki: (Dua ediyoruz hep.
Lakin kabul olmuyor, sebebi nedir acep?)
Buyurdu ki: (Haramdan yer ise eÄŸer bir kul,
Hak teâlâ indinde, duası olmaz kabul.
Hiç günah iÅŸlemeyen bir ağız ile ÅŸayet,
Her kim dua ederse, kabul olur o elbet.
Bir hadis-i ÅŸerifte buyuruldu: (Bir kimse,
Haram karıştırmadan, kırk gün helal yer ise,
Allah, nurla doldurur o kiÅŸinin kalbini.
Ve giderir gönlünden dünya muhabbetini.)
KardeÅŸlerim, sakının her haram ve günahtan.
Zira daha kıymetli bir amel yok takvadan.
Nasıl ki, beldeleri ayıran hudut vardır.
Dinin hududu ise haram ve günahlardır.
Ve nasıl ceza varsa, hududu geçenlere,
Allah da, ceza verir günah iÅŸleyenlere.)
Bir gence buyurdu ki: (İstediğin şeyi yap.
Ve lakin herbirine, hazırla birer cevap.
Her ne yapsan, melekler yazıyor birer birer.
MahÅŸere geldiÄŸinde, sana arz edilirler.
Ve hatta ey evladım, şunu bil ki muhakkak,
Seni, günah iÅŸlerken görüyor cenâb-ı Hak.
Kalbinden geçirdiÄŸin ÅŸeyleri de pekala,
En gizlisine kadar, biliyor Hak teâlâ.
Haram ateÅŸ gibidir, günaha olma yakın.
Aksi halde pişmanlık, hak olur sana yarın.
Hakiki dost, Allah’tır, unutma Onu bir an.
Ve ÅŸiddetle hazer et, her günah ve haramdan.
Bu fırsat elde iken, hakikati gör artık.
Yarın mahÅŸer gününde, fayda etmez piÅŸmanlık.)
Yine sevdiklerinden, vardı ki genç bir kiÅŸi,
Tam yapacak idi ki haram olan bir iÅŸi,
Bu velinin sesiyle, toparlandı ansızın.
DemiÅŸti ki: (Dur yapma, günahtır o yaptığın!)
O genci sonra görüp iÅŸbu Allah adamı,
Buyurdu ki: (AteÅŸ bil, her günah ve haramı.
Bizi yoktan yaratıp, vermişken her nimeti,
Kul, nasıl Ona karşı işler bir masiyeti?)
Aynı genç, baÅŸka bir gün, yine uyup nefsine,
Şarap almış giderken bir akşam, hanesine,
Elindeki o testi çarparak bir duvara,
Kırılıp, içindeki döküldü hep yollara,
Ertesi gün, o gence buyurdu ki: (Evladım,
Bir kul, günah yolunda atmamalı bir adım.
Bilesin ki o testi kırılmasaydı şayet,
Benim kalbim kırılıp, üzülecektim gayet.) |