Ziyaeddin NurÅŸini, ilim sahibi bir zat.
Onun sohbetlerinde bulundum ben de bizzat.
Ä°slam düÅŸmanlarının iftiraları ile,
Zehirlenen gençleri, uyandırdı ilmiyle.
Bir gün de buyurdu ki: Bu Ä°slam düÅŸmanları,
Aldatabilmek için Müslüman yavruları,
Diyorlar ki: (Ä°slam’da, her ÅŸey miÅŸ’le bitiyor.
Yani hep ÅŸöyle imiÅŸ, böyle imiÅŸ deniyor.
Halbuki ilim ve fen, hiç de böyle deÄŸildir.
Bir delile dayanıp, isbat edilmektedir.)
Bu yalan sözleriyle bu düÅŸmanlar, bu defa,
Cahil olduklarını koyuyorlar ortaya.
İslam dini hakkında, bir şey tasarlıyorlar.
Din, bu düÅŸüncelerden ibaret sanıyorlar.
Hiç de okumamışlar bir Ä°slam kitabını.
Yanlış tanımışlardır bunun için Ä°slam’ı.
Onların bahsettiği o fenler, o ilimler,
Hepsi, Ä°slam dininin ÅŸubeleridir birer.
Mesela, liselerde okunan fizik, kimya,
Ve yine biyoloji dersi kitaplarında,
Yazar ki: (Dersimizin esası ÅŸu üç ÅŸeydir.
Bunlar da müÅŸahede, tetkik ve tecribedir.)
Halbuki bu üçü de, Ä°slam’da vardır elbet.
Yani fen bilgisini emreder Ä°slamiyet.
Nitekim Kitabında buyurur ki Rabbimiz:
(Yarattığım ÅŸeyleri, görüp inceleyiniz.)
Bir gün Eshab-ı kiram, sordular ki Resule:
(Biz aÄŸaç aşısında, alıştık bir usule.
Yemen’de, baÅŸka türlü bir aşı yapıyorlar.
Böylece daha iyi, bol hurma alıyorlar.
Biz, aÄŸaçlarımızı, ecdadın usulüne,
Muvafık olarak mı aşılayalım yine?
Yoksa, Yemenlilerden yeni öÄŸrendiÄŸimiz,
Usulle mi yapalım, nasıl emredersiniz?)
Buyurabilirdi ki Resulullah onlara:
(Bunu, sual edeyim Cebrail’e bir ara.)
Veyahut: (Bildirsin de Rabbimiz bana bunu,
Diyeyim ben de size, bu iÅŸin doÄŸrusunu.)
Lakin böyle demeyip, buyurdu ki: (Deneyin.
Yani ikisini de, bir kez tecrübe edin.
Bir kısım aÄŸaçları, bildiÄŸiniz usulle,
Yapın bir kısmını da, bu yeni usul ile.
Hangisi daha iyi hurma verirse eÄŸer,
Badema, o usulle aşılayın her sefer.)
Yani (Bunu deneyin, tecrübe edin!) dedi.
Fennin esası olan tecrübeyi emretti.
Elbette doÄŸar idi mübarek kalblerine.
Ve melekten sorarak, öÄŸrenirdi hem yine.
Fakat Müslümanların, dünya iÅŸine ait,
Böyle meselelerde, her yerde ve her vakit,
Fenne ve tecrübeye güvenmeleri için,
Böyle cevap buyurdu, bir an düÅŸünmeksizin.
Velhasıl İslamiyet, fenni emretmektedir.
Hatta fenne çalışmak, bir farz-ı kifayedir.
|
