Ali Galib-i Vasfi, gönül ehli bir zattır.
Kalblere tesir eden güzel sözleri vardır.
Sevenlerinden biri, sordu ki: (Efendim, siz,
Dünyada, ne yapmamı tavsiye edersiniz?)
Buyurdu: (Son nefeste ne yapmak gerekirse,
Åžimdi dahi onu yap, Allah de hiç deÄŸilse.)
Dedi ki: (Allah demek, son nefeste gerektir.
Şimdi, hayatta iken ne yapmam lazım gelir?)
Buyurdu ki: (Evladım, o son nefes dediğin,
Ne zaman gelecektir, bu babta var mı bilgin?)
Dedi ki: (Bilmiyorum, ne gün gelir son nefes?
Esasen hiçbir kimse, bunu kesin bilemez.)
Buyurdu: (Bilmiyorsun bu vaktin zamanını.
Ne için anmıyorsun ÅŸimdi Allah adını?
O son nefes, belki de bugündür, belki yarın.
Sen şimdi Allah de ki, yarın olmaz fırsatın.)
Yine bir baÅŸkası da, görerek kendisini,
Rica etti, bir miktar nasihat etmesini.
Buyurdu ki: (Dünyada, istediÄŸin ÅŸeyi yap.
Ve lakin herbirine, hazırla birer cevap.
Her ne yapsan, melekler yazıyor birer birer.
MahÅŸere geldiÄŸinde, sana arz edilirler.
Ve hatta ey kardeÅŸim, ÅŸunu bil ki muhakkak,
Seni, günah iÅŸlerken görüyor cenâb-ı Hak.
Kalbinden geçirdiÄŸin ÅŸeyleri de pekala,
En gizlisine kadar biliyor Hak teâlâ.
Haram ateÅŸ gibidir, günaha olma yakın.
Aksi halde, piÅŸmanlık çok olur sana yarın.
Hakiki dost Allah’tır, unutma Onu bir an.
Ve ÅŸiddetle hazer et her günah ve haramdan.)
Bir gün de buyurdu ki: (Rabbimiz, birçok sebep,
Halk edip, onlar ile yaratır işleri hep.
Kim, kavuÅŸmak isterse herhangi dileÄŸine,
Allahü teâlânın, uyar bu âdetine.
Yani para kazanmak istiyorsa kim ÅŸayet,
Elbet yapar o kimse bir sanat ve ticaret.
Bunun gibi yemek yer, olunca bir kimse aç.
Hasta da, bir tabibe gider ve alır ilaç.
İlacı, bir cahilden alır ise o şayet,
Åžifa bulmaz ve ölür o kimse en nihayet.
ÖÄŸrenmek isteyen de, dinini, imanını,
Bir İslam âliminin okur kitaplarını.
Åžayet cahil birinin, bir bid’at sahibinin,
Kitabını okuyup öÄŸrenirse eÄŸer din,
Dini de, imanı da bozulur bu sebepten.
Ebedi felakete maruz kalır o hepten.
Bir İslam âliminin kitabını okumak,
Saadete erdirir, hem de sonsuz olarak.)
|