İmam-ı Rabbani ki, çok büyük evliyadır.
Kalblere tesir eden nasihatları vardır.
Bu zat buyuruyor ki: (Tasavvufa girmekten,
Maksat, gerçek imana kavuÅŸmaktır esasen.
Ve hiç kıymet vermeyip bu geçici dünyaya,
Tam kul olmak içindir Allahü teâlâya.
Bu yolun nihayeti, kulluk makamıdır ki,
Burada nasib olur tam İslam-ı hakiki.
Nefisten hasıl olan gevşeklik, onda olmaz.
Çünkü nefs, kazanmıştır artık iman ve ihlas.
İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar.
Lakin o uyanmanın, faydası olmaz zinhar.)
Bir gün de buyurdu ki: (Saadete kavuÅŸmak,
DoÄŸru iman etmekle müyesser olur ancak.
İman ve itikadı doğru yaptıktan sonra,
Emir ve yasaklara uymaya gelir sıra.
Kim ki, Resulullaha hakkıyla tâbi olmaz,
Yarın mahÅŸer gününde, azaptan kurtulamaz.
Åžu birkaç günlük ömrü, Allahü teâlânın,
BeÄŸendiÄŸi ÅŸekilde geçirmeye bakalım.
Bir kimsenin işinden, Rabbi razı olmazsa,
Ölmesi, hayırlıdır, böyle yaÅŸamaktansa.
Uydurmamış olsan da İslam’a her halini,
Hak teâlâ görüyor, senin her ef’alini.
Öyleyse La ilahe illallah söyleyerek,
Lazımdır sabah akşam, imanı tazelemek.)
Bir gün de buyurdu ki: (Allahü teâlânın,
Sevgisine kavuşmak isteyen bir insanın,
Önce, itikadını düzeltmesi lazımdır.
Sonra, haramdan kaçıp, farzları yapmalıdır.)
Nasihat istemiÅŸti biri de kendisinden,
Buyurdu: (Emin olma küfür tehlikesinden.
Nasıl, bir kelimeyle iman elde edilir,
Bir sözle de, mâzallah o iman gidebilir.
İmanı tehlikeden korumak için, önce,
Küfrü mucip ÅŸeyleri öÄŸrenmeli iyice.
Zira hangi kapıdan çıktıysa iman eÄŸer,
Yine aynı kapıdan, geriye avdet eder.
Hak teâlâ imanı, bizlere etti ihsan.
Cennete, bunun ile gidecek cin ve insan.
Peygamber efendimiz buyurdu ki bu bapta:
(Müminler geçerlerken mahÅŸer günü Sırat’ta,
Cehennem seslenir ki: Biraz çabuk olunuz!
Ki, zira ateÅŸimi söndürüyor nurunuz.)
Bir gün de buyurdu ki: (Ahirette kurtulmak,
DoÄŸru iman ve halis amelle olur ancak.
OÄŸlum, dünyada kalmak zamanı pek kısadır.
ÇoÄŸu boÅŸ yere geçti, kalan ise pek azdır.
Gençlikte yaptığımız çirkin, fena fiiller,
Tövbe ve gözyaşıyla affedilebilirler.) |