Ahmed Said Faruki, bir Allah adamıdır.
Kalblere tesir eden nasihatleri vardır.
Bu zat buyuruyor ki: (Ya hayır söyle, ya sus.
Her a’zanı, hayırlı iÅŸlere eyle mahsus.
Allahü teâlâyı unutturacak olan,
Ne gibi iÅŸler varsa, uzak dur hep onlardan.
Haramdan gözlerini eyle tam muhafaza.
Yoksa ateşle dolar yarın Allah mahfaza.
Haramdan bir lokmacık yer ise eğer bir kul,
Tam kırk gün müddet ile, duası olmaz kabul.
Allah’ın kudretini düÅŸünseydi ÅŸu insan,
Yapamazdı elbette Ona günah ve isyan.
Onun için İslam’da en güzel ÅŸey takvadır.
Yani Allah’tan korkup haramdan sakınmaktır.)
Bir gün de buyurdu ki, (Bu dünya, imtihandır.
Hatta her anımızda, birer imtihan vardır.
An be an ya kazanır, yahut da kaybederiz.
Acı olan şudur ki, bunlardan bihaberiz.
Oturmada kalkmada, yemekte uyumakta,
Kul imtihan geçirir doÄŸrusunu bulmakta.
Mesela kim sokakta görse bir güzel kadın,
Bulur yine kendini, içinde imtihanın.
Zira nefis ve ÅŸeytan, vesvese verip ona,
Derler ki: (Acele et, bak ÅŸu güzel kadına.)
Lakin kalbi ve ruhu derler ki: (Bu iÅŸ günah!
Sakın ona bakma ki, nehyetti onu Allah.)
O, kalbinin sesine kulak verip o anda,
Bakmazsa, o an için kazanır imtihanda.
Nefsini tercih edip verirse kararını,
O günahı iÅŸler ve kaybeder imtihanı.
Bunun gibi, bir günde, binlerce imtihan var,
İnsan hür iradeyle bunlara verir karar.
Bir yanda nefis, ÅŸeytan ve bir yanda Rabbimiz,
Böyle imtihanlarla geçiyor her vaktimiz.)
Bir gün de buyurdu ki: (Hak teâlâ, kullarda,
İki korkuyu birden cem etmez bir arada.
Bu dünyada günahtan kim kaçarsa, korkarak,
Korkutmaz ahirette o kulu cenâb-ı Hak.
Her kim de hiç korkmadan yaparsa günah, isyan,
Ahirette çok fazla korkutulur o insan.
Bu korku, muhabbetle birlikte olmalıdır.
Yani onun kökünde, muhabbet, sevgi vardır.
Talebe, hocasından çekinir, korkar fazla.
Ama çok sevmektedir hocasını ihlasla.
Åžu birkaç günlük ömrü bilerek büyük fırsat,
Allah’a ibadetle geçirmeli her saat.
Allah’ın kullarına iyilik etmelidir.
Bunu, kurtuluÅŸ için vesile bilmelidir.
Bütün haramlardan da kaçınmak pek evladır,
Bu dinde en kıymetli, en üstün ÅŸey, takvadır.) |