Ahmet Mekki Efendi, bu son asırda gelen,
Bir İslam âlimidir sülale-i Resulden.
Kadıköy’de müftülük yaptığı zamanlarda,
Ben, yardımcılığını yapmıştım yanlarında.
Bir dakikası bile, asla boÅŸ geçmiyordu.
Ya bir kitap okuyor, ya da ders veriyordu.
Dünyaya, zerre kadar vermezdi ehemmiyet.
Sırf ilim öÄŸrenmeÄŸe verirdi deÄŸer, kıymet.
(Mal-ü mülke olma maÄŸrur, deme var mı ben gibi?
Bir muhalif yel eser, savurur harman gibi.)
Bunu, Van ÅŸivesiyle söylüyordu çok zaman.
Sesi, kulaklarımda çınlıyor sanki ÅŸu an.
Bir gün, bir kimse geldi bu zatın huzuruna.
Evliyalık hakkında bir sual sordu ona.
Dedi: (Bir evliyayı tanıyıp da faraza,
Kalbimizi, kalbine bağlayacağımıza,
Niçin Resulullaha direkt baÄŸlamıyoruz?
Onun kuvvetli olan nurunu almıyoruz?
Bu, bize daha kolay deÄŸil midir esasen?
Onu sevmek, imanın şartı değil mi zaten?)
Ona cevap olarak, buyurdu ki: Evladım!
Ondan feyiz, nur almak, elbette bize lazım.
Zaten bir evliyayı bulup, onu tanımak,
Yahut bir veli zatı düÅŸünmek, hatırlamak,
Yine Resulullahtan istifade içindir.
Evliyalar, arada sanki gözlük gibidir.
Yani Resulullah ve Allahü teâlâya,
Bakmak için, bir gözlük gibidir her evliya.
Zira Resulullahı görmeyen bir kiÅŸinin,
Onu hayal etmesi, çok zordur onun için.
O diye, baÅŸkasını kalbinde görebilir.
Bu da, o kimse için gayet tehlikelidir.
Çünkü bir baÅŸkasını, O sanmak, küfür olur.
Veliyi düÅŸünmekte, böyle tehlike yoktur.
Bir veliyi düÅŸünen, kalb gözüyle, aslında,
O velinin kalbine bakmıştır esasında.
Orda, Resulullahın nurlu kalbini görür.
Böylece o Serveri yâd etmiÅŸ, anmış olur.
Bizim gibi cahil ve gafillerin de zaten,
Resulü düÅŸünmemiz, böyle olur esasen.
İmam-ı Gazali de buyurdu ki bir kere:
(Her Müslüman, muhtaçtır mutlaka bir rehbere.)
Nasıl ki bir tarlada, mahsule zarar veren,
Olursa ekseriya yabani ot ve diken,
Çiftçi de, iyi mahsul almak için, ekseri,
Temizler tarladaki o ot ve dikenleri.
Hak teâlâ, kullara, yol gösteren bir rehber,
Olmak için, onlara gönderdi bir (Peygamber).
O vefat edince de, Ona vekil olarak,
(Evliya-yı kiram)ı yarattı acıyarak.
Veli, Resulullahı iyi tanıdığından,
Ve baÄŸlandığı için, çok feyiz alır ondan.
Bu feyzler, o kalbden de, muhabbetleri kadar,
Ona bağlananların kalbine her an akar.
|