Zekeriyya Ensari, büyük âlim, evliya.
Nice gencin kalbini, ilmiyle etti ihya.
O bir gün buyurdu ki: (Hiç anlayamıyorum.
Allah unutulur mu? Mümkün deÄŸil diyorum.
Bizi yoktan var eden ve besleyip büyüten,
Bizi gören, gördüren, konuÅŸturan, yürüten,
Sahibimiz Allah var, O nasıl unutulur?
Fakat bu kâfir nefis, insana unutturur.
Hatta hem unutturur, günah iÅŸletir hem de.
Hiç günah iÅŸlememek, deÄŸildir çünkü elde.
Çünkü biz melek deÄŸil, insanız ve gafiliz.
Nefsimize aldanıp, günah yapabiliriz.
İstiğfar etmeliyiz peşinden ama hemen.
Zira kul, kurtulamaz istiÄŸfar ve tövbeden.)
Bir gün de buyurdu ki: (Günah, ateÅŸ gibidir.
Yahut dışı şekerle kaplanmış bir zehirdir.
Yarın kurtulmak için ahiret azabından,
Yapmamak lazım gelir asla günah ve isyan.
Bütün bu hakikatler, yarın anlaşılacak.
Lakin o gün, iÅŸ iÅŸten, çoktan geçmiÅŸ olacak.
İnsan, önce kendine merhametli olmalı.
Yani önce, kendini ateÅŸten kurtarmalı.
Sonra da, evladına merhamet etmelidir.
Onları da azaptan halas eylemelidir.
Bazı anne babalar, düÅŸünmezler pek bunu.
Sırf dünya kazancının gösterirler yolunu.
Bildikleri bir şey var: (Evladımız okusun.
Okusun da, bir meslek, bir iÅŸ sahibi olsun.)
Evet, oÄŸlun okusun ve çalışsın bir iÅŸte.
Ama, her ÅŸeyden önce o, yanmasın ateÅŸte.
Sen önce, evladının ahiret hayatını,
DüÅŸün ve temin eyle ebedi rahatını.
Bu dünya, üç beÅŸ günlük bir hayattır, geçecek.
Yarın, öbür gün derken, bir gün ecel gelecek.
Bu kısa ömür için, nasıl olur bir baba,
Kıyar da, evladını atar sonsuz azaba?
Bir baba, evladına öÄŸretmezse dinini,
Ve eÄŸer vermez ise dini terbiyesini,
En merhametsiz baba o kimsedir ki iÅŸte,
Güzelim evladını yakmaktadır ateÅŸte.
Babanın, ne kadarsa evlada merhameti.
ÖÄŸretir o nisbette ona İslamiyet’i.
Anne baba, ne kadar merhametsizse eÄŸer,
Onlara, o nisbette dünyayı öÄŸretirler.
Onlar da cahil kalıp, ahireti unutur.
Merhametsiz olmanın ölçüsü iÅŸte budur.
Halbuki her günahı yaptıkça o evladı,
Anne babasına da, yazılıyor bir katı.
Bir iyilik ve taat yaptıkça da hem yine,
Bir misli yazılıyor, baba ve annesine.) |