Abdülvehhab Åžarani, âlim ve veli bir zat.
Verirdi insanlara çok ibretli nasihat.
Bu zat buyuruyor ki: (Ahirette kurtulmak,
DoÄŸru iman sahibi olmakla olur ancak.
İman doğru olmadan, kurtuluş olmaz asla.
Ayrıca, amelleri yapmalıdır ihlasla.
Tasavvufa girmekten, şudur ki asıl maksat,
GörmüÅŸ gibi, kuvvetli olsun iman, itikat.)
Bir gün de buyurdu ki: (İbadet ve taatlar,
Yapılınca, iman da cilalanır ve parlar.
Allah’ın men ettiÄŸi haramlar iÅŸlenince,
Bu sefer lekelenir ve kararır iyice.
O halde bir imanda, azalmak ve çoÄŸalmak,
Amellerden, iÅŸlerden ileri gelir ancak.
Yani iyi amel ve ibadet yapılması,
Suretiyle imanın çoÄŸalır parlaması.)
Bir gün de buyurdu ki: (Kâfir veya Müslüman,
Son nefeste bilinir, mühimdir yani son an.
Kimi, küfür içinde hayat sürer bir ömür,
Lakin son nefesinde, iman eder ve ölür.
Kiminin de ömrü hep, geçerse de imanda,
Mâzallah kâfir olup ölebilir son anda.
Yani son nefesteki, en son hale bakılır.
MahÅŸerde, buna göre muamele yapılır.
Ya Rabbi, ihsan ettin bizlere doÄŸru iman.
Bizi, kıl ucu kadar ayırma bu imandan.
Son nefesimizde de imanla öldür bizi.
İmandan, bir an bile ayırma cümlemizi.)
Bir gün de buyurdu ki: (Cehennemden kurtulmak,
Ehl-i sünnet üzere imanla olur ancak.
İmansız car vermenin iki sebebi vardır.
Birisi batıl inanç, yani bozuk imandır.
Zira bozuk olunca eÄŸer iman, itikat,
Cehennem ateÅŸinden, olamaz o kul azat.
Hatta iman, itikat doÄŸru deÄŸilse eÄŸer,
Hiçbir ibadetine verilmez kıymet, deÄŸer.
İman, ehl-i sünnete uymalı ki bu dinde,
Ancak böyle itikat makbuldür Hak indinde.
Son nefeste, imanı tehlikeye düÅŸüren,
Bir sebep de dünyaya muhabbettir gönülden.
İlk önce doÄŸru iman, sonra da salih amel.
İşte bu ikisidir İslam’da iki temel.
Ahirette, bunlardan bize hesap sorulur.
Cehennemden kurtulmak, bunlarla mümkün olur.) |