Alaaddin Halveti, hal ehli bir veliydi.
Vaaz ve sohbetleri, pek çok faideliydi.
Bu zat, insanlar ile ne zaman etse sohbet,
Derdi ki: (Ey insanlar, ölüm vardır akıbet.
Sakın aldanmayın ki, çabuk biter bu dünya.
Bu hayat, bir hayaldir, yahut sanki bir rüya.
Bu faniye aldanan, bulmaz huzur ve sevinç.
Aklı olan, gönlünü kaptırır mı buna hiç?
Sadece dünya için çalışırsa bir kimse,
Verir Allah, dünyalık muradı her ne ise.
EÄŸer ahiret için çalışırsa bir insan,
Allah, ikisini de, o kula eder ihsan.
Kim ki, ikisini de elde etmek isterse,
Her ikisinden dahi, mahrum olur o kimse.
Dünya ile ahiret, olamaz bir arada.
Ahirete çalışan, kavuÅŸur dünyaya da.)
Bir gün de buyurdu ki: (Bir hususta eÄŸer siz,
Üç ayrı kiÅŸi ile istiÅŸare etseniz,
Dünya adamı ise, eÄŸer ki o kimseler,
Üçü de, farklı farklı size cevap verirler.
Çözüm getirmek için sonra bu meseleye,
Allah adamlarından sorsanız yüz kimseye,
Hepsinin de cevabı aynı olur muhakkak.
Zira her meselede, bir tektir elbette hak.
Hatta evvelkilerin söyledikleri ile,
Bu zatların cevabı, ters düÅŸer birbiriyle.
Buna sebep ÅŸudur ki, dünya ehli kiÅŸiler,
Dünya menfaatini, en önce düÅŸünürler.
ÇeÅŸit çeÅŸit olunca dünya menfaatleri,
Elbette, farklı farklı cevap verir her biri.
Halbuki velilerin ölçüsü bir tek olur.
O da, Hakk’ın rızası ne ise, ölçü odur.
Veliler, düÅŸünmezler dünyayı hiçbir zaman.
Allah'ın rızasıdır onlarca mühim olan.
Allah'ın rızası da tek olunca her işte,
Cevap dahi tek olur, incelik burda iÅŸte.
Onlar, ahiretini düÅŸünür her kiÅŸinin.
Halleri, baÅŸkasına benzemez bunun için.
Her sual karşısında, muhakkak bu veliler,
(Ahiret) ölçüsüne göre karar verirler.
BaÅŸka insanlar ise, (dünya)yı ölçü alır.
İşlerinin esası, hep dünyaya dayanır.
Halbuki bu ikisi, zıttır birbirlerine.
Birine doğru gelen, yanlıştır diğerine.
Ayrıca, bir incelik vardır ki yine bunda,
Bir Allah adamına, bir şey sorulduğunda,
O işin en hayırlı cevabı neyse eğer,
Onu, Allah, o zatın kalbine ilham eder.
Hatta yanlış bir cevap verse dahi o kişi,
Yine hayra çevirir Hak teâlâ o iÅŸi. |