Abdurrahman-ı Sani, Hakk’ın büyük velisi.
Dine, Müslümanlara hizmetti tek gayesi.
O bir gün buyurdu ki: (İnsanda çok muteber,
İki nimet vardır ki, çıksalar elden eÄŸer,
Kan gelinceye kadar gözünden yaÅŸ yerine,
AÄŸlasa, faydasızdır, çünkü gelmez geriye.
Onlardan birincisi, (ömür)dür ki bilhassa,
Ömürden daha mühim bir nimet olmaz asla.
İkinci büyük nimet, (dostların varlığı)dır.
O dostlardan ayrılmak, ne büyük bir kayıptır.
EÄŸer mümkün olsa da, dünyayı verse hatta,
ÖlmüÅŸ olan bir veli, hiç döner mi hayata?
Bir Allah adamının huzurundaki anlar,
Tekrar ele geçer mi, aÄŸlasa çok zamanlar?
Onun nurlu bakışı, huzur ve sohbetleri,
Dünyayı verse bile, gelir mi tekrar geri?
Bu ömür sermayesi ve sohbet-i salihin,
Hiç ölçülemeyecek nimettir insan için.)
Bir gün de buyurdu ki: (Bu dünya, muvakkattır.
Ölümden sonra olan hayat, asıl hayattır.
Çünkü insan, ne kadar sürse de uzun ömür,
Sonunda ecel gelir, ömrü biter ve ölür.
Bu böyle olsa dahi, o sonsuz hayat yine,
KurulmuÅŸtur bu kısa hayatın üzerine.
İyi geçirilirse bu üç beÅŸ günlük hayat,
Kazandırır insana, sonsuz huzur ve rahat.
Ve eÄŸer geçirirse, günahla her anını,
Hak eder öldüÄŸünde, Cehennem azabını.)
Bir gün de buyurdu ki: (Türlü vazifelerde,
Allah'ın melekleri mevcuttur gök ve yerde.
Bir de, Hak teâlânın hususen yarattığı,
Melekleri de vardır, bunlardan daha ayrı,
İşte o meleklere, buyurur Hak teâlâ:
(Ben, şu şu kullarımı seviyorum pek fazla.)
Onlar der: (Ya ilahi, var mıdır bize emrin?)
Buyurur ki: (Onlara, dert verin, bela verin.
Sıkıntılar verin ki o kullara siz varıp,
Bana dua etsinler ellerini kaldırıp.
Çünkü ben, seviyorum onların seslerini.
İstiyorum el açıp, dua etmelerini.)
Ve yine buyurur ki Allah o meleklere:
(Şu şu kulları ise, sevmiyorum bir zerre.)
Derler ki: (Ya ilahi, ne yapalım peki biz?)
Buyurur ki: (Onlara, her nimeti veriniz.
Para pul, mevki makam, her dünyalık ve neÅŸe,
Verin, ihtiyaçları kalmasın hiç bir ÅŸeye.
Verin ki türlü türlü dünya nimetlerini,
Unutup, dillerine almasınlar hiç beni.
Çünkü ben, o isyankâr kulları sevmiyorum.
Seslerini bile hiç, duymak istemiyorum.)
|