İmam-ı Rabbani ki, çok büyük evliyadır.
Kalblere yumuşatan nasihatları vardır.
Bir gence mektubunda buyurdu ki: (Evladım!
Seni, bu doÄŸru yoldan ayırmasın Allah’ım.
Ey oÄŸlum, sana pek çok lutfedip Hak teâlâ,
ÅžereflendirmiÅŸ idi tövbe ve istiÄŸfarla.
Şimdi bilmiyorum ki, nefis ile şeytanın,
Din bilgisi olmayan kötü arkadaÅŸların,
Arasında, o temiz halde kalabildin mi?
Bu üç güçlü düÅŸmana karşı durabildin mi?
Gençlik var ve para bol, arkadaÅŸlar uygunsuz.
Nefsin arzularını yapmak kolay ve ucuz.
Ey oÄŸlum, benim sana diyeceÄŸim, tek ÅŸudur:
Körpeciksin, yolun da begayet korkuludur.
Mubahları, zaruret kadar kullanmalıdır.
Haram ve günahlara hiç uzanmamalıdır.
Zira cenâb-ı Allah, acıyıp bu kullara,
Mubahla zevklenmeye, izin verdi onlara.
Helal olan sayısız şeyleri bırakarak,
Onun haram kıldığı bir iki zevke sapmak,
Hakka karşı, ne kadar büyük edepsizliktir.
Ne derece bir inat, ne terbiyesizliktir.)
Allah adamlarından olan bu mübarek zat,
Bir gün de, genç birine ÅŸöyle etti nasihat:
(Ey oÄŸlum, haram ile beslenirse bir beden,
Hiç sevap kazanamaz yaptığı ibadetten.
Kazandığın maaşı helal ettirmemişsen,
Nasıl cevap verirsin mahşerde Rabbine sen?
Ey oÄŸlum, bizler kuluz, Allah’ın emrindeyiz.
Kendi emrine buyruk ve başıboş değiliz.
Her istediğimizi yapamayız ki zinhar,
Zira Sahibimizin bize emirleri var.
Burada yaÅŸamazsak Onun emirleriyle,
Mezarda, piÅŸmanlıktan baÅŸka ÅŸey geçmez ele.
Ey oÄŸlum, gençlik çağı, kâr ve kazanç vaktidir.
Mert olan, bu zamanı iyi değerlendirir.
İhtiyarlık zamanı, herkese olmaz nasip.
Olsa da, vakit olmaz elveriÅŸli, münasip.
Vakit dahi bulunsa, azalınca güç, kuvvet,
Yapılmaz gençlik gibi yarar iÅŸ ve ibadet.
OÄŸlum, nefsimiz için yaparız nice ÅŸeyler.
Onlar, hep sorulacak mahÅŸerde birer birer.
O gün günahlarımız konunca önümüze,
Nasıl mahcup oluruz, o zaman Rabbimize.
Hazırdır ve nazırdır elbette cenâb-ı Hak.
Ve senin her iÅŸini görmektedir muhakkak.
Bir kimsenin işinden, Rabbi razı olmazsa,
Ölmesi, hayırlıdır, onun yaÅŸamaktansa.
Bunları bile bile haramları işlemek,
Müslümana yakışan bir hal olmasa gerek.)
|