Veheb bin Münebbih ki, tabiin-i kiramdan.
Åžiddetle kaçıyordu her günah ve haramdan.
Buyurdu ki: (Aklı ve ilmi varsa bir zatın,
Onu aldatmak için, gücü yetmez ÅŸeytanın.
O, binlerce cahili, parmağında oynatır.
Âlimin karşısına gelince, aciz kalır.
DaÄŸları parçalamak, kolay gelir ÅŸeytana.
Ve lakin yaklaÅŸamaz böyle olgun insana.
Bir fırsatını bulup, kaçar onun yanından.
Cahillere yanaşıp, saptırır yollarından.
Davud aleyhisselam buyurdu ki: (Ey Rabbim!
Seni aradığımda, nerde bulabilirim?)
Buyurdu: (Şu kulların yanındayım ki her an,
Ürperir kalbleri hep, benden korkularından.
Ey Davud, ÅŸu kimsedir en çok sevdiÄŸim kiÅŸi:
Bir günah karşısında, ürperir, titrer içi.)
Dediler ki: (Ey Veheb, çok ibadet eyleyen,
İki kuldan, hangisi üstündür diÄŸerinden?)
Buyurdu: (Kimin çoksa insanlara hizmeti,
Hak teâlâ katında, onun çoktur kıymeti.
Hele uÄŸraşıyorsa, ahiretleri için,
Daha da kıymetlidir indinde Rabbimizin.)
Buyurdu: (Belalara uÄŸrarsa insan eÄŸer,
Bilsin ki, sıkıntıyla yaşadı her Peygamber.
Aksine, rahatlığa kavuşursa o şayet,
Bilsin ki, o büyükler etmedi buna raÄŸbet.)
Buyurdu: (Çok uyuyan, çok yiyen, çok konuÅŸan,
Kimseleri, çok kolay aldatır lain ÅŸeytan.
Bir kimse ki, dinini bilir ve korur onu,
Åžeytan onu görünce, deÄŸiÅŸtirir yolunu.)
İsa aleyhisselam, bir köye geldi bir gün.
Gördü ki, insanların hepsi ölmüÅŸ topyekün.
Dönüp, havarilere buyurdu: (Bakın, bu halk,
Allah’ın gazabına uÄŸramışlar muhakkak.
Dağınık ölmemiÅŸler, gösterir ki bu dahi,
Birden gelmiş onlara bu azab-ı ilahi.)
İsa aleyhisselam, nida etti o zaman.
Bir tanesi dirilip, ayağa kalktı o an.
Buyurdu ki: (Suçunuz ne idi ki acaba,
Böyle, toplu olarak uÄŸradınız azaba?)
Dedi ki: (Biz dünyayı fazla benimsemiÅŸtik.
ÇocuÄŸun annesini sever gibi sevmiÅŸtik.
Girince kalbimize dünyanın muhabbeti,
Gafil olduk Allah’tan, unuttuk ahireti.
İkaz da etmediler bizi âlimlerimiz.
Ve bir sabah, aniden, böyle oldu halimiz.)
Buyurdu: (Sual ettim, tam yediyüz âlime.
Kime denir akıllı, zeki ve zengin diye.
ÖÄŸrendim ki akıllı, soÄŸumuÅŸtur dünyadan.
Ahiret hazırlığı içindedir durmadan.
Zeki de, raÄŸbet etmez dünya mal-ü mülküne.
Aldanmaz bu geçici ve yalan zevklerine.
Zengin ise, rızkına kanaat eyleyendir.
BaÅŸkasının malına, asla göz dikmeyendir.)
|