Mensur ibni Ammar ki, evliya-yı kiramdan.
Vera ile takvaya sarılırdı her zaman.
Hükümdar Harun ReÅŸid, dedi: (Ey İbni Ammar!
Cevap ver ÅŸu suale, sana üç gün mühlet var.
(Nedir o?) buyurunca, sordu ki ÅŸu suali:
(Kimdir ÅŸu insanların en âlim ve cahili?)
O, derhal buyurdu ki: (Ya emirel müminin!
Hiç üç gün beklemeye lüzum yok bunun için.
En âlim ÅŸu kuldur ki, kalmaz ibadetinden.
Yine de, emin olmaz, korkar akıbetinden.
Bilse ki, Cehenneme, girecek tek bir kiÅŸi.
(O, ben olabilirim) der ve titrer hep içi.
En cahil de ÅŸudur ki, yapar türlü ÅŸakavet.
Buna raÄŸmen, emin ve çok rahattır o gayet.
Bilse ki, tek bir kiÅŸi girecektir Cennete,
Yine o, namzet görür kendini bu devlete.)
Çok ibadet eder ve çok korkardı Allah’tan.
Kaçardı küçük büyük, her hata ve günahtan.
Geceleri aÄŸlar ve derdi ki: (Ya ilahi!
Bilerek, hiçbir günah iÅŸlemedim vallahi.
Bile bile, emrine etmedim muhalefet.
Hep bilmeden iÅŸledim, eyle beni maÄŸfiret.
EÄŸer bağışlamazsan günahımı ey Rabbim!
Yarın mahÅŸer gününde, ne olur benim halim?
O gün, günahsızlara, (Siz geçin!) dendiÄŸinde,
Onlar, neÅŸe içinde Cennete gittiÄŸinde,
Sonra, günahkârlara dendiÄŸinde (Siz durun!)
Hangisinde olurum ben bu iki grubun?)
Nasihat istemiÅŸti biri de kendisinden.
Buyurdu: (Emin olma küfür tehlikesinden.
Nasıl, bir kelimeyle girilirse imana,
Bir sözle de, bu iman, gidebilir yabana.
İmanı, tehlikeden korumak için, önce,
Küfrü mucip ÅŸeyleri, öÄŸrenmeli iyice.
Zira hangi kapıdan çıktıysa iman eÄŸer,
Yine aynı kapıdan, geriye avdet eder.
Hangi elfaz-ı küfrü ettiyse ÅŸayet kiÅŸi,
Yine o kelimeyle düzeltir ancak iÅŸi.
Hak teâlâ, imanı, bizlere etti ihsan.
Cennete, bunun ile girecek cin ve insan.
Peygamber efendimiz, buyurdu ki bu bapta:
(Müminler geçerlerken mahÅŸer günü Sırat’ta,
Cehennem seslenir ki: Biraz çabuk olunuz!
Ki, zira ateÅŸimi söndürüyor nurunuz.)
Bir başkası, nasihat istedi kendisinden.
Buyurdu ki: (Evladım, emin olma nefsinden.
Zira nefsinden gayri, düÅŸman yok sana daha.
Hatta senden ziyade, o, düÅŸmandır Allah’a.
Lakin onu yok etmek, olmamalı gayemiz.
Yok etmekten ziyade, terbiye etmeliyiz.)
|