Ana Sayfa >  Evliya Nasihatleri > Ä°hlassız amellere sevap yok > Ceylanın oÄŸlu
Yazıcı   Yazı boyutunu     

Ceylanın oğlu

Ebül Abbas-el Basir, büyük alim, evliya,
İbnül gazale diye tanınır ekseriye.

Endülüs’te yetiÅŸen evliyadan biridir.
O yörenin halkını, yıllarca etti tenvir.

Onun İbn-ül gazale, yani ceylanın oÄŸlu,
Diye tanınması da, esasen ÅŸöyle oldu:

O, dünyaya gelince, çok güzel idi, ama,
Validesi baktı ki, iki gözü de a’ma.

Babası sultan olup, seferdeydi o zaman.
Annesi çok üzülüp, ÅŸöyle düÅŸündü o an:

Madem iki gözü de a’ma doÄŸdu bebeÄŸim.
Böyle sakat çocuÄŸu, istemez belki beyim.

O, böyle düÅŸünerek, beyi henüz dönmeden,
O bebeği alarak, ayrılıp gitti evden.

Åžehir dışına çıkıp, vardı tenha bir yere.
OÄŸlunu bir kenara bırakıp, döndü eve.

Dedi: BeÄŸim gelince, derim, doÄŸdu yavrucak.
Ve lakin yaÅŸamayıp, vefat etti çabucak.)

O, terk etti ise de tenhaya çocuÄŸunu,
Ve lakin Hak teâlâ, zayi etmedi onu.

Gönderdi bir ceylanı onun bu yavrusuna.
O gelip, muntazaman, süt verdi her gün ona.

Bundan birkaç gün sonra, sultan döndü seferden.
Evine girer girmez, çocuÄŸu sordu hemen.

Hanım dedi: (Efendi, oldu bir erkek evlat.
Ve lakin yaÅŸamayıp, aynı gün etti vefat.)

Sultan üzüldüyse de onun bu haberine,
Yine de razı oldu Allah’ın takdirine.

Dedi ki: (O çocuÄŸu aldıysa cenâb-ı Hak,
Daha hayırlısını ihsan eder muhakkak.)

Aradan günler geçti, bir gün yine bu sultan,
Adamlarını alıp, ava gitti bir zaman.

Bir bölgeyi çevirip, kontrole aldılar.
Sonra da, o halkayı gittikçe daralttılar.

Az daha yaklaşınca, gördüler ki bir çoÄŸu,
Bir ceylan, emziriyor çok güzel bir çocuÄŸu.

Çok garibine gitti o sultanın, iÅŸbu hal.
Merakla yanlarına koşarak geldi derhal.

Görünce çok sevimli bir erkek çocuÄŸunu,
Şefkatle kucaklayıp, bağrına bastı onu.

(O ölenin yerine, oÄŸlum bu olsun) diye,
O çocuÄŸu alarak, dönüp geldi geriye.

Hanımına gösterip, dedi: (Hanım, iÅŸte bak.
Bu çocuÄŸu gönderdi bizlere cenâb-ı Hak.

O ölenin yerine, bunu ihsan buyurdu.
Av yerinde bir ceylan, bunu emziriyordu.)

O bebeÄŸin yüzüne bakar bakmaz ilk daha,
Hatasına anlayıp, başladı ağlamaya.

Zira tanımış idi, o kendi bebeğini.
Hem de yalan söyleyip, aldatmıştı beyini.

Anlattı hakikati hem ağlaya ağlaya,
Sevinip ÅŸükrettiler, Allahü teâlâya.


Sade hayat yaşardı

Annesi, kucağına alarak bu oğlunu,
Emzirip, ihtimamla büyüttü sonra onu.

Vakta ki bu çocuÄŸu, geldi yedi yaşına,
Kur'an tilavetini öÄŸretti önce ona.

O, daha büyüyünce, ilme verdi kendini.
ÖÄŸrendi ince ince İslam bilgilerini.

İnsanlardan uzak ve ayrı bir hali vardı.
Dünyaya raÄŸbet etmez, sade hayat yaÅŸardı.

Babası, o beldede sultan olduğu halde,
Dünya nimetlerinden etmezdi istifade.

İnsanlar derlerdi ki: (Padişahtır babanız.
Siz ise, fakirane bir hayat yaşarsınız.)

O buyurur idi ki: (DoÄŸrudur, öyle evet.
Lakin biz, ahirete veririz ehemmiyet.

Bu dünya nimetleri, sahtedir, vefasızdır.
Bugün senin ise de, yarın baÅŸkasınındır.

Halbuki ahirette ele geçen nimetler,
Hakiki nimet olup, ebedi devam eder.)

Ebül Abbas, sonradan teÅŸrif edip Mısır’a,
Çok faideli oldu orada insanlara.

Nil nehri kıyısına, kurarak dergahını,
Yıllarca tenvir etti o yörenin halkını.

Öteki yakasında, vardı baÅŸka evliya.
Mektuplaşırlar idi ikisi ekseriya.

Ebül Abbas, ne zaman yazsaydı mektubunu,
Nil nehri üzerine koyardı gidip onu.

(Ebüssü’ud) idi ki karşıdaki veli zat,
Gidip, su üzerinden alırdı onu bizzat.

Ebül Abbas, burada henüz dergah kurmadan,
Biri, Ebüssü’udun hizmetindeydi her an.

Bu zata, yirmi sene hizmet edip nihayet,
Sonunda, kendisinden talep etti icazet.

Hocası buyurdu ki: (Bana çok hizmet ettin.
Ve lakin benden olmaz, senin mezuniyetin.

MaÄŸrib memleketinden gelir ki bir evliya,
O, kurar dergahını, şu karşıki kıyıya.

İsmi Ebül Abbas’tır, yakında gelecektir.
Senin icazetini, o veli verecektir.)

Birkaç gün geçmiÅŸti ki, çağırdı onu yine.
Buyurdu ki: (O veli, teÅŸrif etti yerine.

Sen şimdi durma artık, o zatın yanına git.
Ve çok hizmet eyle ki, olasın çok müstefit.)

(Peki efendim) deyip, geçti karşı kıyıya.
Gördü ki, teÅŸrif etmiÅŸ o dediÄŸi evliya.

Yaklaşıp, edep ile öptü onun elini.
Ve lakin söylemedi ne için geldiÄŸini,.

Fakat o buyurdu ki: (Hoş geldin ey evladım!
Seni yetiştirmektir benim de tek muradım.

Allah, Ebüssü’ud’a versin ki çok hayırlar,
Himaye etti seni, biz gelinceye kadar.)

O günden itibaren, ona çok etti hizmet.
Yetişip, bu veliden aldı mutlak icazet.
 
Geridön
 
 
Klavye
 
Güncelleme Tarihi
1.12.2025
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı