Evliya-yı kiramdan, Ebül Hasen BüÅŸenci.
Doğru yola getirdi, nice yaşlı ve genci.
Zamanında bir çiftçi vardı ki NiÅŸabur'da,
Merkebini kaybedip, aradı şurda burda.
Lakin bulamayınca, kala kaldı bi-çare,
DüÅŸünüp, en nihayet buldu buna bir çare.
Sordu ki: (Nişabur'da Allah'a yakın olan,
Kim ise, hanesini gösterin bana ÅŸu an.)
Dediler: (Ebül Hasen BüÅŸenci'dir o kiÅŸi.)
O zatın kapısını, gidip çaldı o çiftçi.
Kapı açıldığında, dedi ki o veliye:
(Sen çaldın merkebimi, getirip ver geriye.)
Buyurdu ki: (KardeÅŸim, hiç tanımam ben sizi.
Bir başkası almasın sizin merkebinizi?)
Dedi: (Sen almadınsa, peki nerde bu hayvan?
Sen onu bulmadıkça, geri gitmem buradan.)
Ebül Hasen baktı ki, çattı olmaz birine.
Ellerini kaldırıp, dua etti Rabbine:
(Ya Rabbi, halimizi, en iyi sensin bilen.
Halas et bu kulunu, bu kimsenin elinden.
Nerdeyse, bir an önce buldur da merkebini,
Hakikati anlayıp, çeksin benden elini.)
O ara biri geldi, bitmeden dua hemin,
O çiftçiye dedi ki: (Gel, bulundu merkebin.)
O zaman çiftçi dönüp, dedi: (Ya Ebel Hasen!
Ben de biliyordum ki, almadın merkebi sen.
İstedim, bir yardımın olur belki bu kula.
Bu sebepten tevessül etmiÅŸtim ben bu yola.
Yanınıza gelmekte, niyetim buydu zaten.
Muradım hasıl oldu, bulundu hakikaten.
Çok iyi anladım ki, büyüklerin yanına,
Ne niyetle gelirse, kavuÅŸur insan ona.)
Vakta ki vefat etti Ebül Hasen BüÅŸenci,
Kabrini ziyarete, geldi fakir bir kiÅŸi.
Bu mübarek veliyi vesile ederek hep,
Allahü teâlâdan, dünyalık etti talep.
O gece, rüyasına girerek Ebül Hasen,
Buyurdu ki: (Dün beni, ziyaret eyledin sen.
Ve lakin hep dünyalık istedin, niye acep?
Bunlar için, bizleri bir daha yapma sebep.
Dua edecek isen bizim vesilemizle,
Ateşten halası ve Cenneti talep eyle.
Talep etmek var iken ebedi kurtuluÅŸu,
İstemeye deÄŸer mi, dünyalık üç kuruÅŸu?)
Kendisinden nasihat isteyen birisine,
Buyurdu ki: (Güvenme Rabbinden gayrisine.
Maddi menfaat için, bir kula az muhabbet,
Hakiki mümin için, ne de büyük bir gaflet.
Zira seni yaratan, biliyor seni yine.
Yakışır mı gidesin Ondan gayri birine?)
|