Mevlana İbrahim ki, evlad-ı Resuldendi.
İnsanlar, kendisinden istifade ederdi.
İbrahim Efendi’nin devrinde biri vardı.
Bu zata dil uzatır, gıybetini yapardı.
Bu evliya hakkında, Allah'tan hiç korkmadan,
Uygun olmayan sözler söyler idi çok zaman.
O ise aldırmayıp, cevap bile vermezdi.
Ve (Her kim ne ederse, kendine eder) derdi.
Lakin Seyyid İbrahim sabrettikçe ona hep,
Daha da azıyordu, o ahlaksız, bi-edep.
Bir gün, hakaretinde gitti çok ileriye.
Gelip haber verdiler, İbrahim Efendi’ye.
Zaten o edepsizin, her sözü ve her hali,
Saplanırdı kalbine, hançer ve ok misali.
O zamana kadar hep, sabrettiyse de hemen,
Bu defa çok üzülüp, gayrete geldi birden.
Buyurdu: (Onun dili, döner mi acep yine?
Devam edebilir mi o hakaretlerine?)
Pek çok incindiÄŸinden mübarek gönülleri,
Bu kadarcık söyledi o gayr-i ihtiyari.
O anda, o kimsenin tutuldu dili birden.
Hiç konuÅŸamaz oldu, o andan itibaren.
Onu böyle görenler, dediler: (Bir veliyi,
İncitenin ahvali, böyle olur tabii.
Gönlü kırık velinin, bir cümlesi sadece,
Bak ki, ne hale soktu o kimseyi hemence.)
Evliyaya buÄŸz edip, dil uzatsa bir kiÅŸi,
Dünya ve ahirette, hüsrandır onun iÅŸi.
Evliyadan birini, kim üzerse dil ile,
Ne çeÅŸit musibete uÄŸrasa, azdır bile.
Evliya kullarına, böyle dil uzatmaktan,
Ya Rabbi, koru bizi, kalblerini kırmaktan.
Onların sevgisini, yerleştir kalbimize.
Onlarla haşr olmayı, nasib et yarın bize.
Bu zat buyuruyor ki: (Dünyada nehirler var.
Her biri, bir noktada denize varıyorlar.
Akış istikameti nasıl ise bir suyun,
Nereye varacağı bellidir bundan onun.
İnsanın ömrü dahi, bir yönde akar durur.
Onun akıbeti de, işinden belli olur.
Kimi, Cennet yolunu tutmuÅŸtur, öyle gider.
Kimi de, Cehenneme giden yolda ilerler.
Meyhaneye gidenle, camiye giden, elbet,
Aynı yere varmazlar ölünce en nihayet.
Yani alın yazısı icraattan bellidir.
Bunu anlamak için, keramet ÅŸart deÄŸildir.
Sen, kendi kaderini istiyorsan anlamak,
Her gün nasıl ameller iÅŸliyorsun, ona bak.
Allah'ın, bir kulunu sevmediğine nişan,
Faidesiz şeylerle uğraşır hep o insan.
Çalışmak ibadettir, Müslüman tembel olmaz.
Gayret gösterilmeden, muvaffak olunamaz.)
|