İsa el Kürdi diye, Allah adamlarından,
Âlim ve veli bir zat, var idi ki bir zaman,
Dinin emirlerine, tam idi riayeti.
Ve çoktu insanlara, ÅŸefkat ve merhameti.
Bir gün geldi bir kadın bu zatın hanesine.
Derdini, aÄŸlayarak arz etti kendisine.
Dedi ki: (Evladımı, bazı zalim kişiler,
Esir alıp, çok uzak yerlere götürmüÅŸler.
Sizden ricam şudur ki, kurtarın evladımı.
Zira Hak teâlânın, çoktur size yardımı.)
Buyurdu ki: (Ey hatun, bana gel yarın sabah.
O zaman evladına kavuşursun inşallah.)
Kadın, sabah erkenden, yine geldi oraya.
Velakin çok ÅŸaşırdı, gördüÄŸü manzaraya.
Zira eli ayağı bağlı bir vaziyette,
OÄŸlunu, otururken görüp kaldı hayrette.
Hatta başkaları da var idi ki o zaman,
Bağlıydı onlar dahi, el ve ayaklarından.
Kadın, çözdü oÄŸlunun ayağını, elini.
Sordu sonra, buraya nasıl geldiklerini.
Dedi ki: (AnneciÄŸim, bu esirler ile biz,
Hapsolup, kurtulmaya yoktu hiç ümidimiz.
Lakin kapı açıldı bu gece birdenbire.
Zannettik ki, geldiler bizleri öldürmeye.
Ne yapacağız diye düÅŸünüp üzülürken,
Nur yüzlü biri girdi odamıza aniden.
O girince, bir sevinç kapladı içimizi.
O bize buyurdu ki: (Yumun gözlerinizi!)
Biz yumduk gözümüzü, (Açın!) dedi ve açtık.
Bir anda, hücremizden bu haneye ulaÅŸtık.
Onun himmeti ile, kavuÅŸtum anne size.
Bu lutfundan dolayı, hamdolsun Rabbimize.)
Kadıncağız bunları dinleyince oğlundan,
Şefkat ile sarılıp, ayrılmadı bir zaman.
Çok teÅŸekkür eyledi bu mübarek veliye.
Evladını alarak, dönüverdi geriye.
Bu zat buyuruyor ki: (Her iyiliÄŸe engel,
İnsanın kendisidir, her şeyden daha evvel.
DüÅŸmanı, dışarıda aramayın siz sakın.
DüÅŸman, içinizdedir, ondan iyi sakının.
Ondan kurtulmak için, okuyun doÄŸru kitap.
Zira din bilgisiyle kuvvet bulur ruh ve kalp.
Biz ÅŸimdi otururken, görüyor Allah bizi.
Bizden iyi biliyor, niyet ve kalbimizi.
Şimdi ehli Cehennem, kabirde yanıyorlar.
Gözümüz görmese de, bu azaplar ÅŸimdi var.
Ahirette gidecek iki yer vardır ki hem,
Biri ebedi Cennet, biri sonsuz Cehennem.
Gözden perde kalkınca, görünür bu hakikat.
Çok piÅŸman olunsa da, çaresi olmaz fakat.)
|